Fulbright Programı ve Burslarını, neden gündem olması için kaleme aldık? Aslında her ne kadar öncelikle ulusal medyada hiç gündemde değilken hatta belki yeni yeni bu hafta küresel medyada gündeme gelen bu konu Amerika Lobilerinin öncelikli konusu haline geldiği için bunu gündemimize aldık.
Fulbright denilince akla ilk gelen akademik öğrenim görenler öğrencilerin rüyalarının olmazsa olmazıdır. Fulbright Bursu almak aslında dünyadaki tüm kapıların anahtarı gibi algılandı ya da böyle algılanması istendi. Her ne kadar ağırlıklı olarak bu boyutu ile bilinse de biz bu konuda perdeyi biraz aralamak istiyoruz…
II. Dünya Savaşının tartışmasız galibi Amerika olmuştu. Amerika, savaşmadığı coğrafyalarda bile savaştan sonra Amerika’ya taşınamayacak kadar ganimet elde etti diyeceğim ama ganimet savaşanların hakkıydı. Elde edilen taşınabilen ya da taşınamayan mallar Amerika getirilemezdi… Amerika bir iyilik perisi gibi “Tamam, ihtiyacı olan alsın; sizden parada istemiyoruz sadece bu belgeye bir imza atın hepsi bu” denildi belge Senatör Mr Fulbright’ın aklına gelen ve isim babası olan Fulbright Anlaşması idi.
Amerika sahada kazanmıştı lakin zihinlerde bu savaş kazanılmazsa savaşı kaybetmek an meselesiydi… İlk önce o zamanlar “Büyük Amerika” şimdilerde ise “Magic America” işte aslında Amerika’nın ilk silahı buydu. Güney Asya’da tattığı yenilgiye kadar dünyada tek güç vardı o da Amerika idi…
Güçlü Amerika M iti
Dünya İngiltere‘nin gücünü hissetmiş ve görmüştü; lakin Amerika’nın gücünü gören uzun dönem sadece Amerika’nın ilk sahibi tüm güçlerin üstüne bile “Uuuu” diyerek korkusuzca giden Kızılderili olanlardı. Amerika ise onlara karşı sadece kovboyculuk oynuyordu. Oka karşılık mermi… Lakin Kızılderililer Amerika’nın kovboylarından asla korkmadı. İşte bu sebeple Amerika’nın kendisini dünyaya korkulması gereken tek güç olarak inandırması gerekiyordu.
Anlatılacak çok şey bilgi olsa da biz meramımızı anlatabilmek için dikkatlerimizi toplamamız gereken noktaya odaklayalım…
Amerika, tüm dünyada herkesin “Büyük Amerika” mitine inanmasını istiyordu. Tüm toplumlar bir birlerine “Büyük Amerika” deyip öyle cümleye başlamalı idiler o zamanlar bırakın telekomünikasyonu iletişimin bile esamesi yoktu. Bir gazete vardı onu da her kıtada; her yerde ve de her dilde o toplumlara kendi dilleri ile ulaştırmak hayal bile edilmeyecek bir şeydi.
Yönetim Kimin Hakkı …
Zaman Amerika zamanıydı… The Time… Ülkemizde neden Zaman oldu onu da varın siz düşünün… Time ilk olarak İngiltere’de bu kod ve motif kullanılır ya da öyle kabul edilir. Sebebi ise “Zamana hâkim olan dünyaya hâkim olur” kesin inancıdır.
Oxford mezunu olan Fulbright dünyaya hâkim olmanın başka bir yoluna dikkat çeker. Zeki çocuklar ile dünyayı yönetmek. Hatta dünyayı yönetmek zaten tartışmasız zeki çocukların hakkıdır. Aslında bu eski bir kesin inançtır. Arap toplumlarında “Mele” olanlar; Yunan toplumunda “Aristokrat” olanlar son olarak da Türkiye de de toplumu yönetmek çağdaş ve bilim meftunu “Kemalist” olanların hakkıdır.
Bu o gün zeki insanların kibrinden esinlenmiş bir çıkış olabilir bugün insanların dünyayı istila için kullandıkları bir kod olarak düşünüldü mü bilmiyorum o gün yaşamış biri bugün yaşıyor olsaydı sorardık…
Zeki çocuklar belirlenecek ve belirlemek için de bir ödül konulacak ve bu ödül tüm zekileri cezbedecek hale getirilecek… Öyle ki bazı diplomatlardan hatta bazı gelişmemiş ülkelerin devlet başkanlarından bile ayrıcalıklı hale getirecek. Bunun için Fulbright Bursu tanımlanması yapıldı. Bu bursu almak bir dert aldıktan sonrası bambaşka bir dertti…
Bu bursun şartları içinde olmasa da bu burs öncesi yapılan mülakatta size şu şart koşulur “Amerikan toplumunun dışında toplum tanımayacaksın. Bu güne kadar sahip olduğun tüm inanç ve ideolojiler ile üç talakla boşanacaksın!” evet şart formel olarak böyle olmasa da informel olarak tam da böyledir.
2008 yılına kadar önemli olan Amerika’nın maslahatları ön plandaydı.2008 yılından sonra Fulbright Programı sadece zeki öğrencileri değil toplumda karşılığı olan herkesi kapsam alanına aldı. Çünkü bazı toplumlar için zeki insanların zihin gücünün etkisinin o toplumdaki karizmatik kişiliklerin güçlerinin etkisi karşısında esamesi bile okunmuyordu ki etkisi olsun…
Kanaat Önderi bu kavramın etimolojisini buraya bağlamak her durumu tek nedenle açıklama hastalığı olacağı için bu bir kurumsal körlüktür bunu yapmayacağım. Lakin Fulbright için “Kanaat Önderi” kavramı zeki çocuklardan öncelikli hale geldi.
Dinlerarası Diyalog aslında bir inanç tercihi ya da farklı inançlardaki kişilerin bir birlerine karşı empati ve sempati ilişkisi değildir. Dinlerarası Diyalog Laiklikten daha tehlikeydi. Laiklikte kabul edilen ve saygı duyulması gereken bir din varken hem din devlete hemde devlet dine saygı duyması gerekirken ; Dinlerarası Diyalog dinleri buharlaştırmak için vardı. Dinlerarası Diyalog da ise gücü paylaşmak ya da gücü kullanmak isteyenler dinlerinden hatta örflerinden kendilerini soyutlayacaklar ve “Dinlerarası Diyalog” kesişim kümesinde toplanmaları ilk şarttı.
Amerika ve Avrupa lobileri istisnaların dışında çoğu Arap yöneticilerin desteği ile 2008 yılında Dinlerarası Diyalog bir anda uluslararası güvenlik sorunu haline getirildi. Kendilerini meşrulaştırmak ya da belli organizasyonlardan hibe almak isteyenler mutlaka Dinlerarası Diyalog etkinliklerini referans olarak göstermek zorundaydı.
Fulbright 2008 Dinlerarası Diyalog Eylem Planı
Fulbright 2008 yılında Dinlerarası Diyalog Eylem Planı hazırladı. Güçlü Amerika telkinin yerini Tanrının olmadığı dünya telkini almaya başladı. Fulbright Bursiyerlerine tanınmayan diplomatik haklar “Dinlerarası Diyalog Gönül Elçilerine” tanınmaya başladı… Bu süreçte dünyanın zeki çocukları küstürüldü.
Zekilik ile kibir arasında nöropsikologların bile tanımlayamadığı bir ilişki kabul edilen bir gerçek varmış. İletişimin ışık hızından daha hızlı ve yaygın olması ile birlikte küstürülen zeki öğrenciler hatta Fulbright bursu çıkmayanlar son zamanlarda Amerika Ulusal Güvenliği birimlerini tedirgin edecek şantaj içerikli mesajlar yollamaya başladılar.
İfşa tüm güçler karşısında bir dalga kırandır. Bu dün imparatorluklar içinde böyleydi bugün post-modern yapılanmalar içinde böyle… Fulbright, ifşa dalga kıranları karşısında geri adım atacak ve bu program sonlandırılacak mı? Bu sorunun cevabını şimdiden kestirmek güç lakin artık eskisi gibi masum olmadığı yavaş yavaş diplomatik bir dil ile de ifade edilmeye başlanılacak. Temennim o ki ülkemizin diplomat, bürokrat ve politikacıları bu konuda en sona kalmaz… Çünkü ekserisi bu konuda masum değil… Cümleler bizi tehlikeli alanlara bir girdap gibi çekmeden sözü selama bağlayalım ve bekleyelim…