Evet, doğru okudunuz “Kanal İstanbul Bir İhtiyaç Değil” Kanal İstanbul bir düşün adıdır… Bir uyanışın adıdır. Uyanış derken Kanal İstanbul’u düşleyen Cumhurbaşkanımız Recep Erdoğan’ın uyanışı değildir. Küresel güçlerin “Yok canım daha neler. Amerika varken Türkiye nasıl Amerika’dan izinsiz proje yapar” tepkisi verenlerin bir uyanışıdır. Bu güne kadar sadece bir uzak ihtimal olan Recep Tayyip Erdoğan’ın Küresel Güç ve Lider olması artık tescillenmiştir.
Küresel medyadan, kirli planların merkez üssü olan lobilerin, dünyadaki finans akışını an be an takip eden -ÇUŞ- Çok Uluslu Şirketlerin; uluslararası diplomasinin öncelikli gündemi “Erdoğan’ın Gizil Gücü” olmuştur her ne kadar yarım asırdır iktidar olamamış rakibi bunu göremese de; görmek istemese de sosyal gerçek budur…
Birçok lobinin ortak fikri “Erdoğan 15 Temmuz kalkışması ile kızdırılmayacaktı” fikridir. Aslında 15 Temmuz sadece Türkiye için milat olmadı.15 Temmuz lobilerin gündem maddelerini ve önceliklerini alt üst etti.
Düş gerçeğe dönüşüyor… Dev uyanıyor gibi ciddi diplomatik korkular artık bundan sonra manşetlerde ve ekranlarda yerini alacak… Daha önceleri uluslararası organizasyonlarda fotoğraf makinalarının kadrajına bile girmeyen Türkiye şimdi görüntüyü kaydedenlerin gözbebeklerini kocaman yapıyor.
Dünyada birçok kanal yapılıyor… Su kanalları coğrafik ya da ekonomik göstergeler olmaktan çoktan çıktı. Su kanalları birer güç göstergesidir. Ve yapılan kanalların birçoğu çok uluslu bir organizasyon şeklinde yapılıyor. Kanal İstanbul ise Türkiye’nin gücü ile…
Erdoğan ve Alâeddin’in Sihirli Lambası
Bir uluslararası organizasyonda ihtiyar bir kurt diplomat “Beyler Erdoğan’ın gücü hakkında mantıksal nedenler aramayın; adam Alâeddin’in Sihirli Lambasını ele geçirdi. Bu sebep ile… Lütfen “Bu parayı nereden buluyor” “Bu gücü kimden alıyor” “Neye güveniyor” gibi cevaplayamayacağınız sorular sormayın… Kabul edin lamba bulunmuş ve içinden çıkan dev sormuştur “Dileğin ne” Erdoğan ilk dileğini söyledi “Mazlum ve masumların gülmesi” dedi… Müsaadenizle beyler, ben söyleyeceğimi söyledim. Görüşme bitmiştir…” der ve çıkar…
Evet, mantıksal bir gerçek vardır.İnsan havsalasının almadığı şeyler karşısında iki tepki geliştirir… İnkâr ve korku… İnkâr ve korku bir insanın zihninde ağırlık kazanmaya başlayınca başvuracağı savunma cümleleri kendilerinin bile inanmadıkları yalanlar olacaktır.
Kanal İstanbul’dan kim korkuyor malum çevreler neden korkuyorlar? Çok basit anlayamadıkları için… Her ne kadar muhalefet ve onlara lojistik destek sağlayıcıları “Kanal hırsızlık ve yolsuzluk” diye cümleye başlasalar da… Şunu bilmiyorlar dünya liderlerinin kullanımı için ama hepsinin değil sayısı önceleri birkaç devlet ile sınırlı iken özellikle 2013 yılından sonra ellerin üzerindeki parmakların sayısına yaklaştı…
Bu ülkelerin kullanımı için değil ülke yöneticilerinin devlet başkanlarının kullanımı için olan bir havuz… Tahmin edin o havuzdan bu güne kadar para kullanmayan kim Erdoğan ve Putin…
Putin bir KGB ajanı ve ajanlar kendilerine yapılan masa, kasa ve nisa tekliflerine hep olumsuz tepki veriler… Putin bu sebeple dünya liderleri içinde en temkinli isimdir… Kendisine ait sosyal medyası bile yoktur hatta kendi randevularını kendi oluşturur… Çalışma ekibi bile gün içinde ne olacağını bilemez…
Erdoğan neden o parayı kullanmadı. Nerden biliyorsun diyen olursa inanmasın… Erdoğan emanet para akışı sağlamış bir isimdir… Banka alışılmış ve kullanılan değil öyle senet ya da bilmem ne güvence o da yok ne var güven ve teslimiyet…
Emanet ve Ahmet Kaptan
Kanal dedik gemi dedik Allah rahmet eylesin politik dünyaları farklı olsa da Ahmet Kaptan da diyelim… Karadenizli olup yurt dışında yaşayanların içleri rahat en çok para teslim ettiği isim Ahmet Kaptan ismidir. Dev çok uluslu şirketlerin ya da lobilerin kullandığı ifade ile “Mega Proje” gündem olduğunda malum çevrelerin hep “Hırsızlık” ve “Yolsuzluk” kavramlarını kullanmaları aslında biraz da o kişilerin yaşadıkları yaşam tarzı ve paradigmalarıdır…
Hırsızlık ve Yolsuzluk
Haram helal ve emanet kavramları istisnaların dışında ekserisin de yoktur… Bunu böyle okumak lazım… Akıl sahibi insan sormaz mı? Madem hırsızlık ve yolsuzluk var nasıl oluyor da küresel güçleri bile tedirgin edecek şekilde Mega Projeler tamamlanıp hizmete sunuluyor…
Bir yanda Mega Projeler diğer yanda açlık, yoksulluk yakınmaları… Ülkede açlık ve yoksulluk varsa o zaman neden küresel güçler Mega Projelerden rahatsız… Bir ülkenin ekonomisi döviz kurları ile alt üst oluyorsa neden yıllardır alt üst olmayıp küresel göstergelere göre ilk ona tırmanan bir ekonomi var?
Kısacası ben de inanıyorum Erdoğan’ın gücü ancak ve ancak Alâeddin’in Sihirli Lambası ile açıklanabilir size göre lakin bana göre sahip çıkılan mazlum ve masumların duasıdır…
Hani Kanal İstanbul hakkında hiç bilgi vermedin derseniz… Ben mühendis değilim, şehir planlayıcısı değilim, jeodezi uzmanı değilim, deprem bilimci değilim… Ben sadece bildiklerini değil inandıklarını yazmayı seven 50 yaşına merdiven dayamış Uluslararası İlişkiler son sınıf öğrencisiyim…
Bakalım Erdoğan’ın Alâeddin’den ikinci isteği ne olacak… Malum çevrelerin ilk aklına gelen sanırsam Ne olacak? Ancak ve ancak “Tüm ayakkabı kutuları paralar ile dolsun” olurdu…