Davos, yarım asırlık geçmişi olan uluslararası bir organizasyon olarak biliyor. Dünya Ekonomik Formu olarak ilk zamanlar ekonomi eksenli bir organizasyon 1974 yılından sonra kapılarını devlet yöneticilerine açtı. Periyodik olarak özellikle ocak aylarında küresel sorunların tespiti ve bu sorunlara küresel çözümler olarak çalışmaların yapıldığı bir organizasyon olarak bilindi.
II. Davos Gates…Loading…
Özellikle Amerika’nın 40. Devlet Başkanı R.Reagan ile birlikte Davos gizli ve kirli planların meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir organizasyon haline geldi. Davos görüşmelerinden birçok kez farklı bakış hatta ciddi boyutta eleştiriler yaşansa da ilk şoku Davos 2009 yılında dönemin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile yaşadı.
O güne kadar farklı görüşler ya da ağır eleştiriler aslında görüşmelerden önce taraflardan tarafından biliniyordu. Kulislerde konuşulan ve bilinenler görüşmelerde beklenmedik etki yapmıyordu.
Karizmatik Lider Erdoğan‘ın Doğuşu
Birçok araştırmacı gazeteciye göre 2009 yılında yaşananlar I. Davos Gates vakası olarak hafızalara kazındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dönemin israil cumhurbaşkanı zalim ve kefere Şimon Peres’e “OneMinute” diyerek tarihi “Sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüzü, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum” şu sözleri söyledikten sonra “Davos Benim İçin Bitmiştir” diyerek oturumu terk etmiştir.
Bu sözleri ümmet düşmanlarının yutkunarak ve diğer ülke başkanları ise hayretler içinde dinlemişlerdir. Aslında bu “OneMinute” çıkışı Cumhurbaşkanımızın uluslararası boyuttaki ilk etkisi olmuş ve yıllar geçse de bu etki canlılığını devam ettirmektedir.
Cumhurbaşkanımızın ilk kez uluslararası boyutta Karizmatik Lider etkisinin sinerjisi domino etkisi ile özelde ümmete genelde ise tüm mazlum coğrafyaya bir umut olmuştur.
Asi Lider Erdoğan …
Şimdi neden II. Davos Gates başlığını kullandık buna açıklama getirmeye çalışalım. I.Davos Gates çıkışından sonra Cumhurbaşkanımız “Asi” kodu ile istenmeyen lider olmuştur. Karizmatik bir paradoks ile zalimler istenmeyen lider olarak kodlarken; mazlum toplum ve devletler Erdoğan’ı hep bir umut ve kurtuluş olarak gördüler.
Küresel medya 14 Haziran’da yapılması planlanan Biden – Erdoğan görüşmesi hakkında dorusu güçlü bir tahminleri yok. Bu görüşme yeni bir kırılma mı yoksa yeni bir sayfa mı şimdi kimse bu konuda görüş belirtmek istemiyor.
Bülent Arınç Amerika Vatandaşı mı?
Ben biraz bu görüşmenin ulusal yani ülkemiz ile ilgili dile getirilmeyen bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum. Biden ve Erdoğan ilişkisi aslında bir ilk görüşme değildir. Çok manidardır ki Cumhurbaşkanımızın malum ameliyatı sonrası 03 Aralık 2011 tarihinde nekahet döneminde 2 iki saatlik bir görüşme yapıldı.
Bir hasta ziyareti iki saat sürer mi? Nekahet döneminde bir lider ile hangi ilişkiler üzerine ne konuşulur? Bu soru burada dursun… Çünkü bu soruların cevabını en iyi bilen üç isim… Bülent Arınç… Ali Babacan… Cemil Çiçek…
Aslında Erdoğan – Biden görüşmesi öncesi bir diplomatik görüşmeler bir de masum olmayan kapıların kapatılıp çevrede sesli ve görüntülü kayıt yapan böcek var mı araştırması ve tedirginliği sonunda yapılan görüşmeler var… Basın diplomatik görüşmelere odaklanmışken biz mantıklı olmayan sorulardan sormaya başlayalım…
2011 yılında bu iç isim Pennsylvania ve Beyaz Saray işbirliği ile Erdoğan’ın devlet yönetiminde uzaklaştırılacağını bu üç isim biliyor muydu? Özellikle Demokratlara yakın Gülen’e biatlı isimler Türkiye’ye Biden’in özel elçisi olarak geldiler mi?
Gülen ve Biden neden Cumhurbaşkanımızın ameliyatı döneminde kilit isimin ve karar vericinin Bülent Arınç olmasını istediler? Biden Amerika seçimlerine aday olmasından sonra neden “Bizim Biden” açıklamasını yaptı… Bülent Arınç Amerika vatandaşı da biz mi bilmiyoruz? Böyle ise o zaman bu soruyu sormamış kabul edin…
Şimdi gelelim güncel ve daha önemli ve II. Davos Gates olacak olaylara ve etkilerine…
İlk soru… Cumhurbaşkanımız o süreçte kimin kimle hangi kulisleri yaptığını biliyor ya da bu bilgiler kendisine ulaştı mı? Son zamanlarda neden bu üç isim ardı ardına Cumhurbaşkanımızı karşısına alacak açıklamalar yapmak zorundaydılar?
Bize Yarımcı Olmazsanız Sizin İçin İyi Olamayacak Pazarlığı…
Bu üç isim kimler ile “Bize yarımcı olmazsanız sizin için iyi olamayacak” pazarlıkları yaptılar ya da yapmadılar neyse bu cümle de böyle kalsın…
Özellikle Biden’in gündeme getireceği Suriye’de bir takım (Terör) (!) gruplarına yardım yapıldı… Bunun sözde belgelerini Beyaz Saraya servis edenler ve elimizde güçlü deliller var diyenler bu yola gerek duydular…
Özellikle HDP vekili Gergerlioğlu hakkında Parlamentolar Arası Birlik (IPU) Yönetim Kurulu’na “Erdoğan bu konuda hatalı” diyerek destek veren ama Ak Parti içinde olan isimler var mı? Bu hafta IPU’nun bu konudaki açıklaması sadece bir rastlantı mı?
Bu hafta yaşanacak Davos görüşmeleri ulusal boyutta bir bağırsak temizleme tedavisine vesile mi olacak… 2011 yılında Cumhurbaşkanımızın “laparoskopik” kodu ile yapmaya çalıştıkları ve son anda Cumhurbaşkanımın ameliyattan vazgeçmesi ile birlikte planlarını alt üst etmesi gibi önümüzdeki aylarda bir bağırsak temizliği mi yaşanacak… Bu da bir soru olarak kalsın…
Tüm bu soruları elli yaşında Uluslararası İlişkiler son sınıf öğrencisi olarak sormuş olayım… Bu sorular cevap bulur mu bilmiyorum lakin öğrenci heyecanı ile en azından sormuş olarak zihinsel bir tatmin yaşamış oldum…
Davos’ta hesabı cennet ; derdi ümmet olan tüm dertlilere selam olsun…
Ercan Harmancı