İktidar – Muhalefet Sarmalı Kapanı Nedir?
İktidar kavramı; güçlü olma ve gücü yetme anlamında kullanılan bir kavramdır. Muhalefet kavramı ise güçten ve güçlüden rahatsız olma gücü kabullenmemedir. Güçlü olan her zaman iyi masum ve meşru olmayacağı gibi; muhalefet olmakta her zaman kötü anlamda olmayabilir.Muhalefet, kelime anlamıyla semantik ve etimolojik olarak, toplumun genel yapısına uyum konusunda zorluk çeken, toplumun gayesini ve anlam-değer dünyasını benimsemeyen, anlamlarında çeşitli şekillerde anlamı vardır.
İktidar – Muhalefet kavramlarını felsefi bir boyutta ele almak hem pratik bir fayda sağlamayacak hem de belli sayıdaki karakterler ile anlatılamayacak kadar çok boyutlu ve derinlikli bakış açısı gerektireceği için özellikle iletişim üzerinden bir okuma yapmaya çalışacağım.
Sarmal kavramı, eski Yunanca’ da helozonik olarak karşımıza çıkmaktadır. Spiral olarak da ifade edilmektedir. Bizim sarmal kavramını tercih etmemiz iki temel anlamdan dolayıdır. İlki geriye dönmek; ikincisi ise bir sarmaşık gibi kapatmak anlamları üzerinden bir okuma yapacağız.
Ülkemiz 2002 yılından bu yana sürekli aynı iktidar tarafından temsil edildiği için bu beraberinde muhalefet kavramını ulusal boyuttan uluslararası boyuta taşımıştır. Ülkemizde ciddi boyutta bir “ Milli Muhalefet” eksikliği vardır.
Alışılmış anlamı ile iktidar bir hizmet yapar ya da bir karar alır bir sonraki seçimde iktidar olmak için muhalefet yapılan hizmet ya da kararların eksiğini ve yanlışlığını topluma ifade eder ve toplumu ikna ederek muhalefet olmaktan; iktidar olmaya doğru dikey bir hareketlilik gerçekleştirir.
Bu dikey hareketlilik neredeyse 20 yıldır yani 4 seçim dönemi gerçekleştirilememiştir. Toplum muhalefete iktidar olma hakkı tanımamıştır. Bunun anlamı şudur: Toplum iktidarın söylem ve eylemlerini baskın şekilde hem kabul etmiş hem de meşru görmüştür. Kısacası toplum iktidar karşısındaki rakip partileri muhalefet olarak görmemiş ve uzun dönem toplum bu partilere yönetme hakkını meşru görmemiştir.
Şimdi sosyal gerçeklik üzerinden tespit, tahlil, teşhis ve tedavilerimizi paylaşmaya çalışalım…
İlk önce kabul etmemiz gereken Milli Muhalefet olmadığı için rahatsız olunan alan toplumun değer verdikleri öncelikli olanları olmayacaktır. Millî olmayan muhalefetin iki göstergesi ve mesnedi vardır. İlki ekonomi diğer özgürlük…
Milli Muhalefet Yokluğu ve Etkisi
Muhalefet milli olmadığı için sürekli kazanımları değil mümkün olduğunca normal şartlarda imkânsız olanı iktidardan talep eder. Muhalefete göre yoksulluk sınırı 10.000 tl olduğu için toplum açtır. Temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Bu durumun argümanı ise bir damgalamadır. Neden iktidar topluma açlık sınırı olan 10.000tl ödeme yapamıyor çünkü ya kendisine ya da çevresine bu parayı aktardığı için küresel boyutta bu muhalefetlerin meşruluk kazanmak için en güçlü telkini topluma “Yolsuzluk ve hırsızlık” telkinidir.
İkinci gösterge özgürlük göstergesidir. Sürekli topluma iktidarın kararları ve uygulamaları özgürlüğü ortadan kaldırmaktadır telkinidir. Oysa muhalefet aslında sınırların dışından aldığı maddi ve manevi destek ile iktidara hem hakaret hem de tehdit içerek sözleri kullanır ve akabinde de özgür olmadığını ifade eder.
Tersten okursak muhalefet iktidara karşı tehdit ve hakaret içeren söz ve eylemlerde bulunuyorsa bu muhalefetin milli olmadığının en büyük göstergesidir. Yolsuzluk ve özgürlük için referanslar sürekli dış desteklidir…
Ekonomik boyutta Türkiye’nin notunu düşüren finans kuruluşu ya da sosyal haklar konusunda ülkeler içinde Türkiye’yi sondan ilk onda gösteren istatistiksel veriler…
Tüm bunlardan daha etkilisi ise özellikle küresel iletişimciler bir iktidarın gücü ülkenin sınırlarını aşmaya başladığında İktidar ile Muhalefeti karşı karşıya getirir. Aslında olmayan muhalefeti…Milli olmayan muhalefeti…
Muhalefet olmak demek; iktidar yapamıyor ben daha doğrusunu ve daha iyisini daha uygun şekilde yapacağım demektir. Muhalefetin, iktidardan daha iyi yapacağına inandığında muhalefet toplumu ikna ettiğinde gerçek ve milli muhalefet konumuna yükselmiş demektir. Ve artık onu bekleyen iktidar olmanın meşruluğunu sağlayacak yeterli oyu almak demektir.
İktidar iletişim ve medya boyutunda İktidar – Muhalefet iletişim sarmalından kurtulduğu zaman artık içine düştüğü “Kurumsal Körlükten” de kurtulmuş olur. Bir medya iletişimci ve sosyolog olarak iktidarın en büyük kurumsal körlüğü sürekli İktidar – Muhalefet Sarmalı içinde enerjisini doğru noktaya kanalize edememesidir.
İktidar ilk önce güçlü bir şekilde karşımızda ülkemizin maslahatını önceleyen Milli Muhalefet olmadığı için; muhalefet iktidar olmaktan daha çok ülkemizin gücünü kabullenmemekte ve sürekli çözüm değil şikâyet üreten olmuştur. Üstelik bu şikâyeti toplumu 4 seçim dönemi ikna edemediği insanımıza değil sınırlarımızın dışında bizim gücümüzden rahatsız olan devletlere ve kuruluşlara yapmaktadır.
Bir başka kurumsal körlük Cumhurbaşkanımızın sürekli “Bay Kemal” kodlamasıdır. Evet, Karadeniz insanı karşılık vermeyi sever, bu durumda birazda genlerden gelen bir tepki psikolojisi var. Bu masum ve kabul edilebilir bir tepki olabilir lakin “Biz yaptık, siz yapmadınız” bu belki muhalefetlikten iktidara geçmiş ve iktidar olduğu dönemde toplumu tatmin edememiş bir politik yapılanma için kullanıla bilinir. Lakin 20 yıla yakın iktidar olamamış bir politik muhataba “Biz yaptık; siz yapmadınız” şeklinde bir iletişim dili sadra şifa olmayacaktır.
Küresel gelişmelerin, başarıların ve küresel düşmanlıkların örtülmesinin en kestirme yollardan biri ulusal medyayı sürekli İktidar – Muhalefet sarmalı içinde döndürüp durmaktır.
İBB aslında hizmet üretmek için bu yarışa girmediği halde ve bu hizmetleri yapabileceğine dair rüştünü ispat edemediği halde sürekli “İmamoğlu bunu yaptı; bunu yapmadı” kodlaması sadece ve sadece bir döngü oluşturacaktır. Aslında İktidar – Muhalefet Sarmalı’nın bir başka sıkıntısı sosyal medyada muhalefete meşruluk kazandırmaktır.
İletişim Boyutunda İktidar – Muhalefet Sarmalı
Kısacası… Türkiye küresel rol belirleyici olmak istiyorsa ki hakkı olduğunu artık birçok devlet ve uluslararası organizasyon bunu kabul etmiştir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Karizmatik Lider” olarak dört dönem elde ettiği gücü katlamak istiyorsa ki bunu ümmet coğrafyası ve hatta mazlum coğrafya istiyor… Türkiye sınırlarımızın dışında gücümüzün nasıl yansıdığını bu güçten kimlerin sevindiğini ve kimlerin tedirgin olduğunu görmek istiyorsa ki istemelidir…
Cumhurbaşkanımıza iletişim danışmanlığı yapanlar ve bu ülkenin maslahatını düşünen medya İktidar – Muhalefet Sarmalı kapanından bir an evvel kurtulmalı ve vazgeçmelidirler…
Medyaya baktığınızda haber kod ve motifleri okunduğunda baskın bir muhalefet telkini hâkimdir. Bu baskınlığın içinde Türkiye’nin küresel gücü; oyun belirleyici olarak geldiği nokta her geçen gün sisli bir planın arkasında kalmaktadır.
İktidar – Muhalefet Sarmalı döngüsünden en çok nemalananlarda medyadır. Medya gündem belirleyen değil gündemi aktaran olmaktadır. Medya ,İktidar – Muhalefet Sarmalı döngüsünden kurtulduğunda gerçek araştırmacı gazeteciler kalburun üstünde kalacak diğerleri elenecektir çünkü istisnaların dışında bir çok gazeteci İktidar – Muhalefet habitatında bir asalak olarak yaşamaktadır ve beslenmektedir…
Bu ülkenin ve arzın mazlum ve masumlarının sesi olan tüm gündem belirleyicilere selam olsun …
Medya ve İletişimci – Sosyolog
Ercan Harmancı