Ahmet Hakan Dilin Tutulmadan gel helallik al ve kurtul…
Ben Ahmet Hakanı bir ispata davet ediyorum… Ahmet Hakan sende “Yürek” varsa bu yazdığın yazının arkasındaysan o zaman… Hangi zaman 26 ve 27 Aralık 2017 yılında Kanal D “Ana Haber Bülteni” haber programında “Sapık Öğretmen” diyerek linç ettiğin ve itibar suikastı yaptığın Ercan Harmancı’nın sapıklığına dair sadece bir belge hatta şikâyet bul ve ispat et… Tabii vicdanının sesini dinleyecek kadar vaktin varsa…
Onlarda iptal kültürü… Bizde linç kültürü…
Tevafuk, 08.11.2021 tarihinde köşende “Onlarda iptal kültürü… Bizde linç kültürü…” başlıklı bir yazını gördüm… Cidden sen şaka gibisin… Neden mi? İnsanları anasından doğduğuna pişman ediyorlar diyorsun…
İnancımıza göre ki sen hem müftü çocuğusun hem de ilahiyat fakültesinde okumuş birisin… Setri avreti ve setri avrete uygun olmayan durumlar çıplaklık olarak fıkıh kitaplarında ve hadis kitaplarında inkâr edilemeyecek kadar sahih ve sabittir.
Bunu bile bile; şeytan seni nasıl ayarttı ise kalktın ekranların şehveti ile zamanını da kalemini de bu ümmetin gençlerine ayıran biri için “Sapık öğretmenlerden çocuklarınızı uzak tutun” diyerek dilini ateşe dokundurdun… Değer miydi? Ne kazandın bilmiyorum; kimleri sevindirdin kahir ekseriyet biliyor… Hiç düşündün mü? Kimleri rahatsız ettin ve neler kaybettin…
Duayen Gazeteci Ahmet Hakan (!)
Duayen Gazeteci (!) , gazetecilik böyle bir şey mi? Yoksa sen ve senin gibiler mi gazeteciliğin namusu ile oynuyor… Tamam, hâkim korkun yok veririm beş kuruş; bulurum üç beş aç bürokrat, dosyayı kapattırırım diyebilirsin… Yarın sağımızda ve solumuzda bulunan meleklerin yazdığı dosyaları nasıl kapattıracaksın… Yoksa sen sağa sola da mı inanmıyorsun…
Lakin hiç mi Allah’tan korkmuyorsun? Yoksa artık sen benim inandığım dine inanmıyor musun? Bak dinimiz aynı değilse ona göre yazacağım… Lakin ben dinimizin aynı olduğuna ve meleklere inandığına ve Allah’tan korktuğuna inanarak devam edeyim…
Ben Müslümanım ve Allah’tan korkarım” diyorsan o zaman gel helalleşelim…
Yok, “Ben Müslümanım ve Allah’tan korkarım” diyorsan o zaman gel helalleşelim… Söz helallik alırsan karar aşamasında olan davaları kazandığım da hakkında suç duyurusunda bulunmayacağım… Bulunsan ne olur da diyebilirsin ya da değerli zamanından vakit ayırır meramımı anlamaya çalışırsın…
Haklı olarak ve bıyıklarını dudakların ile yalayarak “Sen kimsin de ben senden helallik alacağım sapık öğretmen ” diye devam eden heyezanlar içine girebilirsin… O, zaman Rabbim soracak ve kurtulamayacaksın…
Helalleşmek seni sen cehennemlik; kendimi de cennetlik gördüğümden değil… Helallik, cennet ve cehenneme inanların bir birleri üzerindeki veballeri ve mazeretleridir… Ben Din Günü bir mazeretim ve senin bir mazeretin oldun diyerek helallik almaya davet ediyorum… İcabet edersin etmezsin tercih senin… Helalleşmek kimin kimde hakkı varsa şartlı ya da şartsız bir birlerine haklarını helal etmesidir.
Dinle ister meramımı anlamaya çalış istersen de görsen bile görmezlikten gel…
Ercan Harmancı Sapık mı? O zaman ispat et
Ercan Harmancı’nın sadece 22 yıllık meslek hayatında değil 49 yıllık kişisel hayatında sapıklık ile taciz ya da tahrik ile ilgili bildiğin hatta duyduğun ne varsa bu 80 milyon ile paylaşmazsan sana hakkımı helal etmiyorum. Benim bilmediğim ama senin bildiğin bir sapıklığım var da sen bunu ifşa etmezsen ve bana istiğfar yolunu açmadığın için senden el-Hakk önünde şikâyetçi olacağım… Biri seni arayıp ya da çalıştığın medyayı arayıp hakkımda sapıklık ve taciz ile ilgili bir şikâyette bulundu ise o kişiler ile yüzleşmek isterim… İnsanım ben yok biliyorum ama böyle yanlış anlaşılmaya sebep olacak bir şey yapmış isem senin programında 80 milyondan özür diler ve benden rahatsız olan kişiden özür dilerim… Din Günü hesaba çekilmektense burada hesap vermeyi tercih ederim.
İspatın yok lakin bana iftira atıp ya da birilerine “Biz böyle istiyoruz” emrini bilmem hangi şehvetle yaptıysan da gel helalleşelim…
Yoksa Bursa ilahiyatta inandığın ve “Ortağım yanarsak varya” dediğin cehennemin yakmayacağına mı inanmaya başladın yoksa külliyen cehennemin kurgu olduğuna mı inanıyorsun?
Bak, Valalhi de Billahi ve de Tallahi de bugün şu cümleyi kurmadığın için “Din Günü” itler kadar pişman olacaksın…
“Ben Ercan Harmancı’nın sapıklığına şahit olmadım. Ekranların ve mikrofonların şehveti ile ben Ercan Harmancı’ya iftira attım. Patronum, ilk haberi yetersiz gördü. Ekibime dedim “Çalıştırın kafayı” biri “Abi, Ensar’dan kitabı çıkmış, bu haberi lokomotif yapacağımız İzmir’de yaşanan adli olarak kesinleşmiş bir yurt tecavüz olayı var isterseniz…” dediğinde… Vicdanını dinlemeden “Tamam çocuklar o zaman bu haberi bu gün bu haberle bir daha veriyoruz” dedin mi demedin mi? Neden iki gün üst üste ana haber bültenin de gündem yaptın?
“Aydın Bey, soruyor Ercan Harmancı haberi ne oldu” diyen kişiye “Çok etkili bir haber olacak, kimse sahip çıkmaya cesaret edemeyecek” dedin mi demedin mi?
Ahmet Hakan linç yapan sen; iftira atan sen, renkli magazin sayfalarına ve ekranlara “Son Dakika” ve “Sürmanşet” olarak düşen sen… İlahiyatçı olan sen “Sapık Felsefeci” olan ben…
Hakikaten 8 Kasım tarihinde yazdığın yazı da “Doğduğuna pişman etmek” ve “Anasını ağlatmak” ifadelerini kullanışsın…
Doğru sen benim anamı ağlattın… Benim ya da bir başka mazlumun anası ağladığında Vallahi de Tallahi de Billahi de o anaların ahı yerde kalmaz…
Ahmet Hakan şimdi soruyorum kulaklarını değil gözlerini de dört aç…
Ahmet Hakan, masum ve mazlumlara iftira atanların kedisi ölsün mü? Sen mesajı anladın… Daha açık yazamam…
Ahmet Hakan, mazlum ve masumlara iftira atanların dili tutulsun mu?
Ahmet Hakan, mazlum ve masumların linç edilmesi için plan yapanların elleri kırılsın mı?
Ahmet Hakan dört yıl geçmesine rağmen gözyaşı dinmeyen çocuklarımın ahı seni tutsun mu?
Kısacası müfteri de olsan, bana zulüm de etsen; ümmet düşmanlarını sevindirmek için kırk takla da atsan, magazin haberlerine de düşsen bana göre Müslümansın, göreceli de olsa Allah’tan korktuğuna inanıyorum… Bana yaptığın zulüm her geçen gün daha da telafisi mümkün olmayan yaralar açsa da…
“La ilahe illallah Muhammeden Resulullah” dediğin için din kardeşisin… Görsem selam verir; versen alırım… Müslüman birinin cehennem de yanmasını istemem…
Namusuna dil uzatılsa zinhar “Bu bana iftira attı bilmem ne” demem… Namus Ebu Cehil’in hanımının da olsa bizim inancımıza göre mukaddestir…
Bu yazıyı yazdığın için diyorum gel ve helallik iste ve kurtul…
Medya ve İletişimci
Ercan Harmancı
yazar@ercanharmanci.com