GüncelGündem

Kanla Alınan; Parayla Satılamaz!

Yabancıya toprak satmak ivedilikle sonlandırılmalıdır...

Kanla alınan para ile satılamaz. Paranın telafisi vardır. Kanın telafisi yoktur. Bu topraklar kan yoğunluğu en fazla topraklardır. Anadolu kan demektir; can demektir. Bu topraklar kilometre kare ile ölçülemeyecek kadar değerlidir.

Satılan Toprak Deyince…

Dünyanın birçok ülkesinde başka ülkelere satılan topraklar olmuştur. Aklıma ilk gelen Alaska değil de Filistin oldu. İşte bu sebeple bu yazıyı yazmak vebal oldu.

Bugün İsrail her geçen gün zulmünü artırıyorsa sebebi? Filistinlilerin para karşılığı sattıkları topraklardır. Filistin toprakları da kan yoğunluğu fazla olan topraklardandır.

Rusya, Alaska’yı Amerika’ya elden çıkarmak için satmıştır. Rusya Alaska için bedel ödemenin ötesinde belki de hiçbir Rus’un ayak izlerine şahit olmamıştır Alaska…

Türkiye’nin daha anlamlı ifadesi ile Anadolu’nun hiçbir noktası Alaska değildir; olamaz…

Biz de satılacak toprak yoktur

Dünyanın birçok ülkesi topraklarını para karşılığı satmaktadır. Bu satışlara o toplumların insanları “Toprak ya da vatan satılamaz” demez…Oysa Türkiye’nin %99,9 oranındaki halkı “Biz de satılacak toprak yoktur” cümlesini dillerine vird edinmişlerdir.

Buradan şunu anlamayalım yabancılara ev ya da iş yeri satmayalım demiyorum. Zaten bu sosyal gerçekliğe aykırıdır. Lakin bir yabancı da ev ya da iş yeri kullanım hakkına sahipken ödemesi gereken en ağır bedeli de ödemelidir.

Burada şunu ifade edelim ki İstanbul’da özellikle boğaz çevresinde ev ve iş yeri satışları yasaklanmalıdır. Hatta yasaklamak yetmez satılmış olanlarda kamulaştırılarak gerekirse hazinenin bütçesi bu sebeple açık vermelidir.

Acı gerçek şu ki Bakanlar Kurulu Kararı ile güvence altına alınan bir gerçek var. Bir yabancı yatırımcı 60 hektar yani 600 dönüm toprağı hukuki olarak satın alabilir.

Yeni Türkiye Yüzyılı olacaksa ilk atılacak adım anayasal düzenleme ya da KHK ile “Yabancıya toprak satışı yapılamayacak yapılan satışlar hazinine adına kamulaştırılacaktır” önemli mi değil öncelikli…

Aslında uzun zamandır ülke fahiş zamlar ile yatıp kalkıyor. Önemli mi evet…Lakin öncelikli olan fahiş zamlar hayat pahalılığı olmamalıdır…Yabancıya satılan topraklar olmalıdır.

Hazine Bakanlığı’nın bürokrat ve teknokratları bir bütçe açığında ilk akıllarına gelen vergiler olmaktadır. Vergiler artınca bütçe açığı kapanmadığı gibi toplumun alım gücü de düşüyor. Sebep vergiler enflasyona dahası faize gidiyor. Faiz doymak bilmeyen bir canavardır.

Faiz Canavarı…

Yıllardır “Trafik Canavarı” konuşuldu toplum periyodik olarak korkutuldu. Faiz Canavarı ise hiç konuşulmadı…

Devletin sorgulanmaz hakları vardır devlet maslahatına uygun gördüğü taşınmazı bedelini ödeyerek kamulaştırabilir. Hiçbir vatandaş ben buna izin vermiyorum diyemez…

Devlet hukuki mevzuat koruması ile istediği vergiyi koyar ve istediği vergiyi kaldırır. Ve de istediği vergiyi artırır ya da azaltır. Bu bir İslam devleti için keyfi yapılamaz ama demokratik ve rasyonel yönetimler için keyfi olarak yapılabilir. İslam bunun fıkhını belirlemiştir. Sizden haksız bir vergi alan memuru kadıya şikâyet edebilir ve kadı kuvvetle muhtemel sizin hakkınızı size teslim eder.

Demokratik rasyonel yönetimler için hiçbir vatandaş ulusal ya da uluslararası mahkemeler de vergilerin çeşitliliği ve oranı hakkında hak arayışında bulunmamıştır. Bulunulmuşsa da tek gerçek var bu talebin reddedilmesidir.

Bırakın bir komşu olarak yaşadığınız şehirde bir başka ilden biri batıdan doğuda oturan doğuda da batıda oturan biri toprak alsa zihnimizde tilkiler dolaşıp durur…

Oysa yabancı hatta düşmanın senin ülkenden toprak alıyor bunu bilmek vatandaşın en doğal hakkıdır. Bunu ben talep edeceğim. İlgili makamlardan ülkemdeki topraklardan yapancılara ne kadar toprak satıldığını ve bilginin paylaşılmasını…

Bütçe açığı için vergi gerekiyorsa ilk akla gelen toplumun temel ihtiyaçlarını vergilendirmek olmamalıdır. Bu yapılıyorsa bürokratlarda ciddi bir aidiyet sorunu var demektir.

Bürokratların neden yabancılara satılmış topraklardan ya da yabancılara tanınan hizmetlerden alınan vergiler akla gelmez…Türkiye sadece bizim için değerli olmasının ötesinde jeopolitik konum olarak dünyanın iştahını kabartan birkaç ülkeden biridir. Bu sebeple Türkiye’den toprak sahibi olmanın ağır bedelleri olmalıdır.

Bunu derken şunu da diyorum bir yabancı yatırımcıya 99 yıllığına yapacağı yatırım ve istihdama göre istediği kadar kiralama kullanım hakkı verilsin hatta bazı bölgeler de ücrette alınmasın dev yatırımlar için…Lakin bir karış toprak satılmasın; satılanlar için de kamulaştırma işlemleri başlatılsın özellikle İstanbul’dan başlayarak…

Mültecilerin barınma sorunun devlet evlerini kiraya vermek isteyenlerden kiralasın burada kiraya oturacak kişiler mülteci ise zaten ilgili uluslararası kuruluşların barınma için yaptığı ödemeler hazineye aktarılsın. Bu kiracılar aylık ya da yıllık kira ödemelerini ev sahiplerine değil devlete yapsın.

Bu yolla yapılan kiralama hem ev sahiplerinin alacakları kira ödemelerini güvence altına alır hem de ev sahipleri bu taşınmazlardan elde ettikleri gelirden vergi kaçıramazlar.

Hatta  ciddi bir fizibilite  çalışması ile bu uygulama tüm kiracılar içinde  uygulana bilinirse vergi kaçırmaları neredeyse sıfıra indirerek bütçedeki açığın kapanmasında etkisi olacaktır.

Yabancıya toprak satmak ivedilikle sonlandırılmalıdır.

Bu yazımda en önemli cümleleri şimdi yazıyorum…

Buradan paylaşıyoruz ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan duysun ….

Yabancıya toprak satmak ivedilikle sonlandırılmalıdır.

Yabancıya toprak satma ve aracılık işlemi yapan kuruluşların ticari faaliyetleri ivedilik ile sonlandırılmalıdır.

Yabancıya satışı yapılmış İstanbul gölgesi ve boğazlar çevresindeki toprak satışları hazine yararına kamulaştırılmalıdır.

Kamulaştırmaya direnen ya da jeopolitik ve ekonomik değeri az olan topraklardan aylık yüksek oranda vergi alınmalıdır.

Kamulaştırmaya direnen yüksek meblağlı toprak sahiplerine sahipliği KİT’e olacak şekilde 100-1000 kişilik istihdam kapasiteli üretim alanları yapılması şart koşulmalıdır.

Nasıl ki kendi ülkemizden toprak satmaya karşı duruyorsak başka ülkelerden de toprak alımına karşı durmalıyız. Lakin dünyada öyle bakir alanlar var ki buralar alanın uzmanı kişiler tarafından hinterlandı hesaplanarak uzun süreli kullanım hakları alınarak kiralanabilir. Kiralanmalıdır…

Dünyada öyle boş kiralama açık araziler var ki gün içinde üretilenlerin milyonlara arz edilebilecek noktalar.

Dünya üzerindeki bu noktalarda geniş araziler kiralanır ilgili bakanlıklar gerekli adımları attıktan sonra ülkede iş çalışmak isteyen özellikle 25-45 yaş aralığındaki kişilere hem ufuk hem de istihdam açılabilir.

Hangi ürün olursa olsun ithalatının yapılması hem ekonomi hem de kültür açısından değerlendirildiğinde avantajının daha az dezavantajının daha çok olduğu görülecektir.

Devlet KİT olarak bu özellikteki arazilerin kullanım hakkını alarak ülkemizdeki maliyet hesaplaması ağır olan ürünler belki yarı fiyatından daha az bir fiyatla ülkemizde halkın temel ihtiyaçlarını karşılamada önemli etkisi olacaktır.

Bir örnek ülkemizde besi yemi vermeden hayvancılık yapmak her geçen gün zorlaşmakta bu da fiyatlara yansımaktadır. Özellikle Balkanlar da ve yağmur alım seviyesi yüksek olan yerlerde yem maliyeti sıfırlanabilmektedir.

Ve çalışan da kendi çiftçimiz olacağı için ithal ürünler için ödememiz gereken dolar sebebi ile bütçede gedik açılmayacaktır.

Kısacası tüm bunlar yapılır mı? Bunu zaman gösterecek…

Beklenmeden yapılması gerek tek şey var yabancıya toprak satışı durdurulmalı ve mümkün mertebe satışı yapılmış yerler kamulaştırılmalıdır…

Toprak satarak Yeni Türkiye Yüzyılı yaşanamayacağı gibi asla Yeni Türkiye Yüzyılı sadece ülkemizin sınırları içinde yaşanamaz da …Dünya’ya açılmalıyız; dünya Türkiye’ye gelmeli ama şartları biz belirlemeliyiz…

Ercan harmancı

Karış toprak satılmayacağı ülkedeki tüm partilerin kırmızı çizgisi olmalıdır…

Selamı  kelama bağlayıp…Bu yazımızı  paylaşmış olalım…

Ercan Harmancı

Uluslararası İlişkiler Uzmanı

yazar@ercanharmanci.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu