GüncelGündem

Afet Diplomasisi ve Global Power Desk

Afet Diplomasisi ve Global Power Desk

Afet Diplomasisi ve Perde Arkası ve Global Power Desk…

Afet Diplomasisi  ya da küresel ifadesi ile “Disaster Diplomacy” nedir misyon ve vizyonu hakkın da biraz beyin fırtınası yapmaya çalışacağım.Global Power Desk şimdilik sadece isim olarak kalacak …

Öncelikle neden Disaster Diplomacy ki ben bunu hem bir yazım kodu ve motifi olarak DD olarak kullanacağım. Neden DD  gündem olarak belirledim. Elbette bunda en büyük pay ülke olarak hatta  ümmet olarak yaşadığımız tektonik hareketlenme olan ve Asrın Depremi olarak ifade edilen deprem olmuştur.

İnsan faktörünün olmadığı tüm yaşadıklarımız bir afettir. İnancımıza göre de  her afetin bir hikmeti vardır. Bunun hikmetini de ancak el-Hâkim olan Rabbim bilir. Bir de azlardan olan hikmet ile rızıklandıran Müslümanlar …

Diplomasi Nedir?

Diplomasi elbette ilk devletlerle birlikte toplumların varlığı ile başlayan bir tarihi  vardır. Kavram olarak ise 18.yy’ın ilk çeyreğinde Eski Fransa Toplumu tarafından ilk kez kullanılan bir kavram olarak kayıt altına alınmıştır.

Kavrama yakın “Diploma” ise 16.yy’a kadar uzar diploma “ikiye katlanmış kağıt” olarak biliniyor. -mie eki de “değiştirmek ve hareket ettirmek” anlamları ile kayıtlıdır. Tabii Diplomasi kavramının daha detaylı açıklanması  benim değil alanın uzmanı dil bilimcilere  aittir.

Yukarıdaki anlamlar ve bugün  zihinlerde olanlarla Diplomasi üzerine düşünmeye ve özellikle de Afet Diplomasisi ’ne odaklanmaya başlayalım…

Diplomasi gibi tıpkı afet kavramı da çift taraflı bir  kavramdır. Kabul etmek gerek ki insanlar için kullanılan tüm kavramlar iki uçludur.

Diplomasi üzerine kütüphaneler dolusu kitaplar yazılmışken diplomasi üzerine cümleler yazmak bir Uluslararası İlişkiler Uzmanı olarak sadra şifa olacağını düşünmediğim için ben sadece Afet Diplomasisi üzerine odaklanarak devam edeceğim.

Afet Diplomasisi Nedir?

Afet Diplomasisi  elbette uluslararası boyutta bir afet koordinesi için kullanan bir kavram değildir. Şunu aklımızdan çıkarmamak gerek ki kuramsal olarak kabul edilenler ile sahada kabul edilenler bazen bir birlerinin tersi olabilmektedir ki bu diplomasi için daha çok geçerlidir.

Diplomasinin babası olarak Amenhotep III kabul ediliyor. Diplomasi kavramı ile birebir örtüşen bir kavram arayışına girecek olsaydım zihnime ilk gelen kavram kurnazlık olurdu. Kurnazlık yapmadan diplomasiyi yönetemezsiniz.

Aslında çok duyduğumuz “Strategy” kavramı kurnazlığı en iyi  temsil ve ifade eden kavramdır. Bu sebepledir ki uluslararası ilişkilerde strateji kavramına defalarca  şahitlik ederiz.

Afet Diplomasisi’ ne  odaklanırken mutlaka strateji kavramının bir etimolojik geçmişine bakmamız gerekecek.Strategy kavramında odaklanmamız gereken iki nokta vardır. İlki “Sterəbu kelimenin kötü Hint Avrupa dil ve toplumlarına kadar uzanan çok çok eski bir geçmişi vardır. Kısacası strateji modern dünyaya ait bir kavram değildir. Stere- kelimesini “Yayılmak” olarak bilelim. İkinci kelime “Ag” kelimesidir; bu kelimenin anlamını da “Harekete geçmek” olarak bilelim ve kabul edelim.

Şimdi Stratejiyi nasıl okumamız  gerekiryor?Yayılmak için harekete geçmek. Burada şunu ifade edelim bir toplumun ya da devletin yayılmak istemesi elbette kötü değildir. Hatta bu yayılma güdüsü  toplumların ve devletlerin  fıtratında vardır. Ve güç ile  doğru orantılıdır. Ne kadar güçlü iseniz o kadar yayılmak için harekete geçeceksiniz demektir.

İslam’da Müslümanlardan yayılmalarını onlardan hem akide olarak hem de amel olarak Müslümanlara bir vebal olarak yükler. Lakin bir toplumun ister yeraltı ister yer üstü zenginliğini ele geçirmek için o toplumun canına , malına ve namusuna ve hatta izzetine el uzatmak ya da ordu göndermek ve dahi bunun için strateji yapmak helal değildir.

Afet Diplomasisi’nin İlacı Yakaza

Şimdi ülkemize ve Afet Diplomasisi’ ne dair şu ilk cümleyi yazalım. Düşmanların en çok kazandığı dönem elde edilen gücün en çok kırıldığı dönem afetlerin yaşandığı dönemdir.

Elbette insan fıtratı gereği inancı ,ırkı ve  aidiyeti ne olursa olsun ölümlere karşı bir vicdan sahibidir. Bu fıtri duyguyla hareket eden kişi ve ülkeler elbette olacaktır ve takdir etmek gerek.

Bu durumun sosyal gerçekliği ve unutmamamız gerektiği kadar bir gerçek vardır ki…Şuan kurtarma ekipleri ya da diplomatik olarak paylaştıkları mesajlarla Türkiye’ye Erdoğan’a iyi niyet mesajı veren bir çok ülke ve ekipler buraya kendi maslahatları için gelmişlerdir.

İsrail Devleti Haindir… İsrail ve Afet Diplomasisi Perde Arkası

Kişisel bir tercihten öte bir akide olarak şuna inandım birçok ülke ile diplomatik ilişkiler kurulabilir bunun bir tek istisnası vardır o da İsrail devletidir. Elbette İsrail vatandaşı olup vicdan sahibi olan hatta Hanif olan kişiler olduğuna inanıyor ama İsrail devletinin kurulduğu 1948 yılından buyana tüm idareci ve hükümetlerin İslam ve ümmet düşmanı olduklarına dair  kesin bir inancım vardır.

İsrail eş zamanlı olarak bir yerde çocukların ölmesi için evlerini başlarına yıkarken ve bundan haz alırken benim ülkem de çocukları enkazdan kurtarıyorsa bunun iki açıklaması vardır. Ya zihinsel sorunları var ya da hainlikleri ki benim hain olduklarına dair tek şüphem yok.

İsral’in Afet Diplomasisi – Çocuk Katili İsrail

Daha bu hafta yani depremden sonra İsrail Devleti ve vatandaşlarının bile insanlık dışı düşünce ve planlarından rahatsız olan oldukları Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir “Arapların çocuklarını öldürmeliyiz ki teröristlerin gücünü kırabilelim” diyecek kadar alçakça teklifler yapmıştır.

Buradan şunu ifade etmiyorum İsrail’den gelen kurtarma ekiplerini ülkelerine gönderelim kovalım bu maslahata uygun bir tepki elbette değildir. Lakin uyanık olalım…İtiraf etmeliyim ki uyanık olamadık. Birkaç gündür yüzlerce uluslararası ajans şu haber geçti “İsrail ekibi bir mucize yarattı bir çocuğu kurtardı” ben şuna inanıyorum ki geliş sebeplerinden biri buydu Afet Diplomasisi yani kurnazlık …Ve kazandılar…Siz artık o çocuk büyüdüğünde İsrail’in zalim olduğunu asla kabul ettiremezsiniz hatta o çocuk hayatını İsrail’e borçlu oldu.

Yunanistan ve İngiltere Afet Diplomasisi

Türkiye maalesef sadece depremde Afet Diplomasi kurnazlığı ile bugüne kadar elde ettiği uyanıklığı ve karizmayı kabul etmek gerek ki kaybettik…Buradan yok oldu gücümüz ya da enerjimiz demiyorum…

Daha düne kadar bizi bir kaşık suda boğacak Yunanistan neden 180 derece bir tutum değişikliğine gitti  hatta …Türkiye’yi sevdiğini kod ve motiflerle dünyaya  servis etti..

Siber ve Hibrit Savaş Vizyon ve Misyon Belgesi’nin İmzalandığı DiamondD34

Oysa İngiltere ve Yunanistan bu hafta Salı günü Türkiye’ye karşı Yunanistan ile İngiltere Portsmouth deniz üssündeki  #DiamondD34 İngiltere Deniz Kuvvetlerinin Amiral Gemisi olarak bilinen gemide Ben Wallace ve Nikos Panagiotopoulos, “Siber ve Hibrit Savaş Vizyon ve Misyon Belgesi” imzaladı. Hatta kulislerde ekiplerini Türkiye’ye gönderen ülkenin politikacıları “Türkiye’nin belini kıracağımız bir imkân doğdu deprem” diyenler evet bunları Afet diplomasisi ile tersine çevirdiler…

“Beni kurtaran Yunanlıya hayranım” diyen çocuklarımız olacak …Anlatmayacağın ya da seni dinlemeyecekleri çocuklar…

Gönül isterdi ki tüm kurtarma ekiplerinin üzerinde “AFAD” kod ve motifleri olsaydı ki bu çok rahat sağlanabilinirdi. Yine çok rahat görüntüler TRT ve Anadolu Ajansı tarafından paylaşılsaydı…

Amerika ve Afet Diplomasisi Perde Arkası

Boston Diyalog Vakfı Üzerinden Amerika’nın Afet Diplomasisi

Bir başka Amerika’da Afet Diplomasisi ile FETO yapılanması ile hükümeti barıştırma girişimleri yapıldı hem de bunlar orada Türkiye’yi temsil edenler tarafından bile bile …

Erdoğan’a güvenmiyoruz diyerek depremle ilgili bağış paraları için farklı adresler arayacaklar. Ve ardından da Erdoğan’dan hesap soracaklar dünyanın her tarafından akan bağış paraları nerede? Tabii bağış akışı Erdoğan’a olmayacak devlet temsilcisi olarak ama hesabı Erdoğan’dan sorulacak …Afet Diplomasisi çok kirli planlarla hep birlikte Erdoğan’ı hedef alacak…

Yine düne kadar Erdoğan’ı bir kaşık suda boğmak isteyen beddua üstüne beddua yapan Gülen’den Afet Diplomasisi 06.02.2023 tarihinde bir açıklama yapmasını istedi…Ve asla Erdoğan’a tek olumsuz  ifade kullanılmadan…

İsimlerinde “Diyalog” geçen tüm Gülen organizasyonları Deprem için yardım etkinliklerine başladı. Tabii bu yardım Türkiye’ye ulaşacak mı asla … Bu yardımlar Afet Diplomasisi kurnazlığı …

Toplumun % 90’ı bu yazının kutuplaştırıcı hatta yazılmaması gereken bir yazı olduğunu düşüneceklerdir. Millet canı ile uğraşırken insanlar dünyanın dört bir yanından kalkıp gelmişken bu yazı da nerden çıktı diyebilirler…Düz mantıkla baktığımız da bence de haklılar…

Belki diplomatlar da rahatlarının kaçmaması için alıştıkları teamülleri dışına çıkmamak için onlar da gereksiz görebilirler…

Evet , “Dost kötü günde belli olduğu gibi düşman da kötü gün de belli olur” bunu ayırmak için de Müslümanın “Yakaza” sahibi olması gerekir…

GlobalPowerDesk- GPD

GlobalPower olarak tanımlanan tüm liderler ve ülkeler için ayak bağı olarak görülen Türkiye yani Erdoğan elbette onlar için GlobalPowerDesk onların kullanımı ile GPD ile kişilere bir günde “Search and Rescue Volunteer” kimliği çıkarılıp  bölgeye gönderilmesinin gerekçesi enkaz altından canların çıkarılması değildir. Elbette  bunların sayısı çok az ama kritik bir öneme haizdir.

Bir başka karışılacağımız sorun “Güven eksikliği” gerekçesi ile küresel medyaya servis edilecek haberler ve ardından Uluslararası Askeri Gücün bölgede güvenliği sağlaması gerektiğine dair yönetilecek Afet Diplomasisi bunlar deprem bu bölge de olmasaydı gündem olur muydu? Ben tahmin etmiyorum…

Suriye’ye yakın olması üç din için önemli bir merkez olan Antakya ve de PKK’nin algı oluşturacağı bir bölge olması depremden daha tehlikeli bir durum daha çok uyanık olmamızı gerektirecek. Bir başka uyanık olmamız gereken konu ise üç dinin ve daha birçok dinin kesişim noktası olan Hatay’da kuvvetle muhtemel Misyonerlik çalışmaları …Kısacası hem yaralarımızı saracağız hem de koyun postuna bürünmüş kurt avına çıkacağız…Benim çekincem bürokratların ve teknokratların halk kadar buna duyarlı olmayacağıdır…Hatta halkın haklı tepkisini bile “Düşünce” ve “İnanca” saygı adı altında toplumun hassas kesinlerinin küstürülecek kadar destek bulması olacaktır.

Elbette bu yazıyı kaleme alırken deprem için o bölgede olan insanların hepsinden şüphelenelim bize yardım gönderen devletlerin asıl  amaçları kendi çıkarları demek gibi ancak akıl sağlığı bozuk birinin kuracağı  cümleleri kurmak gibi  bir niyetim yoktu olamaz da…

Lakin güçlüyseniz  uyanık olmak zorundasınız…Uyanık olmanız gereken iki dönem vardır  ilki  sevinç günleriniz diğeri ise  afet günlerinizdir…

Dua vaktidir…

Rabbim sadece bu ülkenin Cumhurbaşkanı Erdoğan değil ümmetin mazlumlarının hamisi  olmaya kendisini adamış Erdoğan’a “Yakaza” hali bağışlasın ve kendisini kendisine “Harun” olacak kardeşleri ile rızıklandırsın …

Ercan Harmancı

Uluslararası İlişkiler Uzmanı

news@nonewsno.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu