İtibar Suikastçıları Kına Yakabilir!
İtibar namustan sonra dokunulmaması gerekendir. İtibar; bir insanın şah damarı gibidir. İtibarına dokunduğunuz insanın sadece gönlünü değil zihnini de yerle yeksan edersiniz.
İtibar öyle bir kelime ki etimolojisine baktığınızda zihniniz de şimşekler çakıyor. İtibar kelime anlamıyla güvenilir olmak demektir. İnsan güvenilir olursa iletişim başlar. Bir yerde güven yoksa yani itibarı yoksa gerçek ve tüzel kişiler o kişi ya da kuruluşlar ile iletişime geçmek istemezler.
İtibar aynı zamanda tahlil, tahrir ve istişhâd etmek demektir. Şayet bir insan ya da kurum hakkında araştırma yapmamışsanız; yapılan araştırmalar kayıt altına alınmamışsa ve de tüm bunların şahidi yoksa işte siz o zaman müfteri olursunuz ki müfteriler ne dünyada ne de ahirette iflah olmamışlardır.
O halde tüm bunlara rağmen insanlar neden gerçek ve tüzel kişiliklerin itibarlarını hedef alırlar? Onların itibarlarına karşı aklı, vicdanı ve de hukuku ihlal eden iftiralar ile müfteri olurlar?
İtibar önemlidir; kişinin dini, dili, ırkı ideolojisi ve hatta politik tercihi ne olursa olsun insanların itibarları öncelikli ve dokunulmaz olmalıdır.
Tüm dinlere göre iftira büyük günahlardandır. İnsanlar neden ve ne karşılığında bu günahı yüklenmekten çekinmezler. İftira atmak ve bunu bir alışkanlık haline getirmek sadece nekrotik bir durum değil bir psikoz durumudur. Temelinde ise hased ve kıskançlık vardır. Kıskançlık ya da hased illa ki benzer toplumsal grupların değil karşı kültürlerin bile sosyopsikolojik bir tepkisi olabilmektedir.
Karşı kültürden insanların ya da toplumsal grupların size iftira atmaları ne zihni ne gönlü yorar. Hatta bu tür iftiralar iftira atılan kişiyi daha prestijli kılar. Bu durum beklenilmeyen değil beklenilen bir durumdur. Cumhuriyet Döneni Edebiyat bu tür kurgularla doludur.
İlk soru şu zihin ve gönül olarak aynı kesişim kümesini temsil edenler neden bir birlerine iftira atarlar? Bir iftira atmak vardır bir de itibar suikastçıları vardır. İftira atanları iftiraya iten neden genellikle duygusal kod ve motiflere sahiptir. İtibara yönelik yapılan suikastlar de ise mutlaka bir çıkar gözetilir. Bu bazen kasa olur; bazen ise olur bazen de masa olur…
Asıl sorun ne asıl sorun aynı ideolojiye; aynı inanca sahip kişilerin bir birlerine attıkları iftiralardır. Bu bir hastalık ya da takıntı hali değil bir kişilik bozukluğu halidir.
İftira ise öyle değildir. Anlık bir tepkidir hatta iftira atanlar müfteriler istisnaların dışında genelde vicdanen rahatsızlık duyarlar. Oysa itibar suikastçıları ise vicdanen rahatsız olmayı bırakın kahramanı oynarlar.
Aslında itibar suikastçılarının üçayağı vardır… Kasa vardır çünkü her itibar suikastı bir bütçe ister… Nisa yani kadın vardır her itibar suikastının iknası kadın kodu ve motifleri üzerinden yapılır… Yine her itibar suikastının mutlaka sırtını dayadığı bir makam gücü vardır. Bu üçayaktan biri eksik olduğunda kimse itibar suikastı için bu işe talip olmaz.
Bir başka soru itibar suikastları konusunda politik örgütler; hatta sivil toplum kuruluşlarının ekserisi bir kesişim kümesinin elemanları olabilmektedirler? Somutlaştırırsak CHP’nin hedef aldığı gerçek ve tüzel kişileri aynı gerekçeler ile Ak Parti’nin de hedef olması normal midir? Yoksa bu durum bir sosyal sapma mıdır?
Akademik çalışma yapanlar için hem saha hem de kuramsal bir çalışma alanı olarak Ak Parti iktidarı döneminde neden itibar suikastları etkin ve yaygın hale gelmiştir bunların bağımsız ve bağımlı değişkenleri mutlaka çalışılmalıdır.
İtibar suikastını yapan kişiler kadar itibar suikastı yapılanlar da ciddi şekilde tahlil edilip ciddi bir agümantasyon ile muhakeme edilmelidir.
Oysa itibar suikastı ise herkese karşı yapılmaz… Güç ve etkinliği olmayan insanlar için ciddi bir hazırlık isteyen itibar suikastı tercih edilmez.
Herkese iftira atıla bilinir… İyilere atıldığı gibi kötülere de atılabilir… Güçlülere atıldığı gibi zayıflara da atılabilir… İftira atmak anlık bir tepkidir…
İtibar suikastı olayında suikastın failleri ile bu fiilden etkilenen mağdurlar arasında gizil – örtük- bir kendine tehlikeli görme durumu vardır. Bu tehlike zihin ya da duygu boyutunda olabilir. İtibar suikastının vizyonu “Sosyal Lekeleme” misyonu ise “Ortadan Kaldırma” olarak düşünülmelidir.
Sosyal Lekeleme yapılmadan bir itibar suikastı yapılamaz. Sosyal Lekeleme ise hedef alınan kişilerin durumuna göre üç ana kod ve motif kullanılır.
- Hırsız
- Sapık
- Terörist
Sosyal Lekeleme için “Deli” ya da “Yobaz” kodlamaları kullanılmaz. Deli ya da akıl sağlığı hedef alınarak bir sosyal lekeleme yapılmaz çünkü delilere karşı itibar suikastı yapılmaz…
Sosyal Lekeleme için “Yobaz” kod ve motifi kullanılmaz günümüzde çünkü “Din” Forbidden Zone olmaktan çıkmıştır. İnönü Dönemi olarak inanca ve örfe zulüm dönemi olarak bilinen ve hatta akademik çalışmalar ile kayda geçmiş dönemde “Yobazlık” itibar suikastı için kullanılmaktaydı. Hatta o dönemde “Yobaz” demek… Hem hırsız… Hem sapık ve Hem de terörist demektir.
En çok itibar suikastına uğrayanlar rasul ve nebiler olmuştur. Çünkü dünyada ki hiçbir liderden korkulmadığı kadar rasul ve nebilerden korkulmuştur.
İtibar suikastı bir organize iştir. Organize olmadan itibar suikastı yapılamaz. İftira atanlar öncesinde bir hazırlık yapmazlar lakin itibar suikastı yapacaklar hedef alınan kişiye göre aylar hatta yıllar öncesinden başlayan bir hazırlık yaparlar. Hatta bu yapılan hazırlıkların birkaç kere de provası yapılır. Yapılan provalar sonrası ciddi şüpheler oluşursa ya da ciddi şekilde güven sorunu yaşanılırsa itibar suikastı askıya alınır ya da vazgeçilir.
İtibar suikastının olduğu yerde bir korku vardır. İtibar suikastının mesajı temelde şudur: İnsanlar bu insanın ya da bu toplumsal grubun etkisine girmesindir. İşte bunun içinde mutlaka birkaç paragraf önce ifade ettiğimiz Sosyal Lekeleme yapılmadan itibar suikastı yapılamaz.
İtibar suikastı yapmakla beklenilen nedir? İlki rahatsızlık duyulan inanç ya da ideolojiye karşı bir dalgakıran oluşturmaktır. Yaygınlığı ye da etkinliği olmayan inanç ve düşünceye karşı bir itibar suikastı girişiminde bulunulmaz.
İtibar suikastının tek panzehri susmamak ve vazgeçmemektir. Bir itibar suikastına uğrayan kişi susar ya da geri çekilirse artık kendine olan güvenini de kaybeder. Evet, en yakınlarınız bile “Sus” “Artık yeter” dese de susma… Onlar senin çiğnenen itibarını değil konforlarını düşünen konforperestlerdir.
İtibar suikastı yapanlar hedef alınan kişi ve toplumsal gruplara şu mesaj verilir… Sen o kadar güçlüsün ki senin karşına zihinsel bir agümantasyon ile çıkama gücü bende yoktur… Seni lekelemeden senden kurtulamam… Burada hemen bir atasözü ekleyelim “Kedi yetişemediği ciğere murdar der” ifadesi net bir şekilde bu durumu ifade eder.
Susmuyoruz… Kıyamete kadar siz bizleri susturmaya çalışsanız da hep biri çıkacak bedeli ne olursa olsun susmayacak…
Susmayanlara selam; zulüm karşısında susanlara da veyl olsun…
Ercan Harmancı