Evet, rahat konfor çok önemli öyle önemli ki birilerinin namusuna dil uzatılmış ve izzeti çiğnenmiş bu onların sorunu önemli değil öncelikli olan konfor değil mi?vALİ bEY
Vali Be Kim ?
Evet, bu zulmün mimarı kim diye sorarsanız… Vali Bey… Yazının bir numaralı muhatabı… Tüm MEB personelinden sorumlu kişi… MEB bürokratları içinde en çok görevde kalan isim… Malum ve meşhur Fetoperestler H.Hüseyin Çelik döneminde öğretmenlikten “Hoop” bürokratlığa getirilen siz…
Bir haberdi sundun; bir başlıktı attın ya da bir imzaydı karaladın… Bir kalemdi kırdın… Şayet Din Günü diye varlığından zerrece şüphe duymadım bir gün olmasaydı o gün kimsenin kimse de zerre hakkının kalmayacağına inanmasaydım… Neler yapmazdım neler…
Lakin hamdolsun ki Müslümanım; hamdolsun ki el-Adl olan bir Rabbim var… Dünyada hâkimlerin kararları ile mahkûm olanlar ne kaybeder ne kazanır Din Günü belli olacak… İsim vererek sizi ateşle müjdelemek istiyorum. Çünkü yaptığınız zulme karşı artık kemiğinde bıçağa takati kalmadı…
O zaman Konya İl Milli Eğitim Müdürü olan şimdilerde Bakanlık Müfettişi olarak görev yapan Mukadder Gürsoy sahi Rabbim sorunca ne cevap vereceksin…
Ercan Harmancı’yı tanımıyor muydun? Nasıl bir öğretmendi; görev yaptığın süre içinde önüne kendisi ile ilgili kaç şikâyet gelmiş ve işlem yapmıştın. Ya da içimde kalmasın ben şöyle yazayım. Taciz ile sapıklık ile gelen kaç öğretmeni “Jet Hızı” ile görevden almıştın… Oysa her şey sumenlerin altında kalmıyor tacizcilerin okullarını değiştirerek ceza verdin; inancının hakikatini paylaşan Ercan Harmancı için ise Bakanlığı arayıp “Ne buyurusunuz” dedin… Bakalım Rabbim Din Günü senin için ne buyuracak…
Evet, bu zulmün mimarı kim diye sorarsanız…
Evet, bu zulmün mimarı kim diye sorarsanız… Vali Bey… Yazının bir numaralı muhatabı… Tüm MEB personelinden sorumlu kişi… MEB bürokratları içinde en çok görevde kalan isim… Malum ve meşhur Fetoperestler H.Hüseyin Çelik döneminde öğretmenlikten “Hoop” bürokratlığa getirilen siz… Makam yetki demektir makam vebal demektir. En çok Feto yapılanmasının olduğu bakanlık Milli Eğitim ise bunda sizin vebaliniz yok mu? Bu okullarda siz görev yaptığınız dönemler sınıflarda hem de okul idarecileri “Himmet” adı altında Gülen Hareketi’ne finans aktarılırken neden hiç görmediniz…
Neden Gülen Hareketi’nin bankasına para yatıran görevden alındı da; Gülen Hareketi’nin yayınevinden kitabı çıkanlar makamlarını korudular… Yazdıklarımda zinhar niyet okuma yoktur… Zinhar suç isnat etmek yoktur… Çünkü bu yazıyı yazmadan üç gün önce kendi kendime “Asla yalan söylemeyeceğim” diye söz verdim.
Hatırlatayım mı?
Hatırlarsınız bir dönem CHP’nin eğitim danışmanı Şahin Aybek tanımıyorum demeyin bir dönem o paylaşıyor siz Re Twit yapıyordunuz… Biraz daha hatırlatayım onun projesi “Eğitim Müzeleri” ve “Okullarda Bağlama” yanlışım varsa iftira atıyorsam helallik almak için size ulaşacağım…
Tamam, bir Genel Müdür olarak personelinizin öğretmenlik tarzından rahatsız olabilirsiniz! Lakin kendinin ve öğrencilerinin cenneti için çalışan bir öğretmeni “Sapık Öğretmen” diye linç ederken odanızdaki televizyondan izlerken hiç vicdanınız sızlamamış olmalı ki beni öğrenciden mahrum etmek için kolları sıvadınız; başladınız “Bir şeyler bulun” demeye… Gerçi TCK’ye göre hukuki somut bir delil bulamayınca MEB Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 58. Maddesi gerekçe gösterdiniz ama bunun için tek somut delil gösteremediniz. Buyurun gerekçenize bakalım…
Hizmet sınıfının değiştirilmesi
MADDE 58 – (1) Öğretmenlik görevini devamlı surette yapamayacakları resmî ve özel eğitim ve araştırma hastaneleri veya üniversite hastanelerince düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilenlerden Sosyal Güvenlik Kurumunca raporu uygun bulunanlar ile haklarında yapılan denetim ve soruşturma sonucunda yetersizliği nedeniyle öğretmenlik görevini yapamayacağı tespit edilenler diğer hizmet sınıflarındaki durumlarına uygun kadrolara atanabilir.
(2) Bakanlığın merkez veya taşra teşkilatında yöneticilik görevleri hariç olmak üzere eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki görevlere istekleri üzerine atananlar, bu görevlerde en az üç yıl çalışmadan yeniden öğretmenliğe atanamaz. Bunların atamaları üç yılın sonunda zamana bağlı olmaksızın yapılabilir.
İlki yetkili makamlarca verilmiş bir sağlık raporu yani kişinin öğretmenlik yapamayacak psikoz düzeyde bir Akıl ve Ruh Sağlığı bozukluğu… Evet, size fısıldayanlar doğru söylemiş bir “Hastalık Durum Bildirir” raporum vardı. Lakin tıbbi olarak tedavisi olmayan kronik bir rahatsızlık olan Spino Serebellar Ataksi artık sevinebilirsiniz yaşadığım itibar suikastından sonra %52 sürekli engelli raporum oldu… Din Günü bu raporda şahitlik edecek
Somutlaştırmanız gereken bir başka durum… Öğretmenlik yapmaya akademik donanım ya da pedagojik yetersizlik… Şükür meslek hayatımda çalıştığım okullarda teneffüs zili çalınca aranan öğretmen oldum… Sizin için üzücü ama benim için sevindirişi idari gerçek… Ercan Harmancı hakkında şikâyeti bırakın şüpheli tek ifade veren öğrenci olmadı.
Ne oldu onu da paylaşalım…
Ne oldu onu da paylaşalım… Bir Bakanlığın çaresizlik içinde nelere sarıldığını kamuoyu öğrensin…
Öğrenciler diyor ki “Ercan Hocamız bırakın bizi taciz etmeyi; rahatsız olduğu için elleri titrediğinden ellerinin bizim elimize dokunma ihtimalini gözeterek kalemi masaya koydurur öyle alır. Ve eklerler değil biz; bu okulda Ercan Hoca’dan rahatsız olacak tek öğrenci yoktur!”
Aranan bulunmuştur… Öğrencilerin hocalarını savunmak için kurdukları cümleler gerekçe olarak gösterilir…
Ercan Harmancı’nın suçu sübuta ermiştir… Karar:
“Ercan Harmancı kız öğrencilere karşı onlara öğrenci olmalarının dışında farklı anlamlar yükleyerek kız öğrencilerin ellerinden kalem almayarak kız öğrencileri küçük düşürücü ayrımcı davranışlar sergileyerek öğretmenliğinin yeterli olmadığı kanıtlanmıştır”
Bu da yetmezmiş gibi öğrencilerin ifadesi ile sınıfa girerken onları küçük düşürücü bir hareket olan sınıf kapısını tıklatıp öyle sınıfa girmektedir”
Birincisi açıklamadan varestedir… İkincisi…
Ben Müslüman bir öğretmenim ve benim inancıma göre mükellef olan her kız benim için namahremdir. Bu benim değil inancımın hakikatidir. Yine inancımın fıkhına göre elbette erkek hocalar kız öğrencilere ya da kadın hocalar erkek öğrencilere ders verebilir. Lakin bunun hem bir adabı hem de bir fıkhı vardır. Kaldı ki benim inancıma göre bir mekâna girilirken izin istemek hem Rahmani hem de Nebevi bir hakikattir.
Siz bunları bilmiyor değilsiniz… Hatta hakkımda yaptırdığınız istihbarat sonuçları sizi memnun etmediği için böyle bir zulme imza attınız… Rabbim soracak…
Vali Bey muradınıza erdiniz… Ercan Harmancı’nın memurluktan atılması için yeterli delil bulunamadı. Ercan Harmancı’nın öğretmenlik mesleğinden men edilmek için yeterli delil bulunamadı.
Bölge İdare Mahkemesi açık ve net
Milli Eğitim Bakanlığı’na ve Bidayet Mahkemesine delilleri ile birlikte açıklamalı sekiz sayfa kararda “Vicdanlı Olmalısınız” çağrısı yaptı ve görevime dönmem gerektiği kararını verdi…
Siz ne yaptınız Ercan Harmancı’nın itibarını iade edecek yerde… Fetoperestlerin itibarlarını iade ettiniz… Hem de birkaç yıla kalmadan…
Vali Bey sahi Feto gerekçeli kaç kişi hakkında Danıştay hakkını kullandınız… Bir de
Ercan Harmancı için Danıştay hakkını kullanırken neden TCK’nin bu kanunu şu maddesi ya da İdare Hukuku’nun şu mevzuatı diyerek mesnet göstererek Danıştay gerekçenizi sunmadınız da…
Sadece ve sadece “Eksik İnceleme” diyerek gerekçe sundunuz… Tabii siz de bilmiyorsunuz sizin zinhar haberiniz yok bu işlere Hukuk Müşavirliği bakar… Baka dursun…
Rahat olun Danıştay ne yaptı… Artık kim nasıl bir hukuk lobisi yaptıysa adamların kafası karışmış lakin imza atılınca da “Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” demişler…
Danıştay Hakimi bir kesinleşmemiş kararı kesinleşmiş kabul ederek; bir de kesinleşmiş kararı ve hükmü kalmış cezayı gerekçe göstererek ve bunları kararına mesnet yaparak kararı bozdu…
Dava artık hukuki olmaktan çıkınca gerekçeye de gerek kalmıyor… Kısacası en son nihai karar da tek gerekçe gösterilmeden kararımızı Bölge İdare Mahkemesi onadığı için karar kesinleşmiştir diyerek sınıfta öğretmen olmanın yolu kapatılıyor…
Vali Bey; siz çıkın kameralar karşısında bu toplumun gönlüne taht kurmuş merhum Muhsin Yazıcıoğlu’ndan rol kapmaya çalışın…
Siz çıkın Ramazan ayında kardeşlik ve adalet çağrısı yapın… Siz çıkın insanları Aksaray’a davet edin…
Ercan Harmancı ile helalleşme için zaman ayırmayın… Sahi zaten sizin “Ercan Harmancı” diye arama motorlarında arama yapılınca “Sapık Öğretmen” çıkmasında sizin vebaliniz yok…
Okullarda öğretmenlerin “Bir sapıklığı olmasa Danıştay niye kararı ikinci kez bozsun” diyerek konuştuklarında sizin vebaliniz yok…
Otobüs durağında beklerken Ercan Harmancı’yı bile tanımayan öğrencilerin “Bu bizim okuldan gönderilen sapık öğretmen değil mi” diye konuşan öğrencilerin konuşmasında vebaliniz yok…
Malumunuz bir hikâye var “Oğlum ben sana vali olamazsın demedim ki adam olmazsın dedim” diye biten… İşte öyle
Ercan Harmancı
Mağdur Öğretmen