Bu başlığı neden kullandım? Öncelikle bir Müslüman olarak içinde bulunduğum ve hatta zorlandığım sisteme karşı Anarşist olmam hem inancımın hem de ulusal ve uluslararası hukukun koruması altında kazanılmış değil verilmiş bir haktır. Ve diyorum ki MEB yıkılmalıdır.
Bu bir militanın ya da alışılmış ifade ilen bir teröristin zihninden geçenlerin ekrana yansıtılması değildir. Bu cümlemi anlamak için Fransa toplumsal tarihini ve sosyal gerçekliğini bilmek gerek.
Okul ve Fransa
Okul ve Fransa toplum ve de siyasal yapısı doğru okunursa kullandığım başlık niyet okumalar ile değil ara ara durup “Evet, aslında” diyerek kabul edilecek bir tespit ve tahlil olacaktır.
1000 yıl süren Fransa Toplumsal yapının analizini yapacak değilim ki aslında bunu yazmak için yeterli donanıma da sahip değilim. Bir sosyolog, bir öğretmen ve uluslararası ilişkiler son sınıf öğrencisi olarak içinde yaşadığımız toplum ve yaşadıklarımıza odaklanarak düşünmeye ve düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım.
Öncelikle şu unutulmamalıdır birçok bakanlıkta köklü birçok değişiklik ve dönüşüm yapılabilir lakin Milli Eğitim Bakanlığı için bu geçerli değildir. Aslında bu kabul edilir ya da edilmez ülkemizde siyasal yapıyı hatta rejimi belirleyen ve dönüştüren okullardır.
Milli Eğitim’de ister nicel isterse de yıllardır yapılan nitel değişimler Milli Eğitim’i değiştirmek ve dönüştürmek için yapılmamıştır. Yakın zamandan örnek vermek gerekirse ülkemizde etkin ve yaygın olarak imam hatip okullarının açılması politik bir başarı olabilir lakin toplumsal bir başarı değildir.
Toplumdaki rejimler hayatiyetlerini devam ettirebilmek için kendileri için asalak olarak gördükleri organizmaları kendilerine yaklaşmalarına izin verirler. Kendileri için tehlike gördükleri organizmaların kendilerinden uzakta kendilerine başka yaşam alanları bulmaları rejim için ciddi tehlikedir.
İdeoloji ve Konfor
Rejimlerin temel koruyucusu ne rejimi korumak için yapılmış kanunlar ne de bunun için organize olan askerlerdir. Rejim toplumun tutumları ile hayatta kalır. Toplumun tutumları değiştiğinde toplum ne kanun dinler ne de asker ki bunun ulusal ve uluslararası örnekleri sayılamayacak kadar çoktur.
Toplumun tutumlarının temel belirleyicisi ise okullardır. Okullar doğruları öğretmek için değil yanlışları meşrulaştırmak için vardır. Bu cümlem kabul edilebilir de redde edilebilir…
Okullarda ki en ufak nicel ve nitel değişiklikleri ve dönüşümleri rejim sorunu olarak görmek ve göstermek bu düşüncemin en temel dayanağıdır.
Belli dönem önce “Okullarda namaz kılınıyor” kodu ile bugün “Okullarda namaz kılınıyor” kodu inanç boyutunda değil toplumsal sistem boyutunda bir telkindir. Her iki cümle de mevcut rejimi korumak için vardır.
İnsanların tutumlarını en çok değiştiren sanıldığı gibi medya değildir. Medya sadece bir araçtır, bir hatırlatıcıdır. Toplumlar tutumlarını belirleyen konfor yani rahatlık talebidir. Belirleyici olan konfor olduğu için rejimler toplumdaki kişilerin konforlarını hedef alır.
Dünya, konforlar için öldürülmüş ideolojiler mezarlığıdır. İslam’ın dışında hiçbir din kıyamete kadar varlığını sürdüremeyecek iken bir ideolojinin kıyamete kadar süreceğine inanmak zihinsel bir sanrı ya da kabul etmek istemediği gerçeği bastırma psikolojisidir.
Kemalizm’in hukuki meşruluğu var mıdır?
Hangi ideoloji olursa olsun yok olmaya mahkûmdur. Bu ideoloji ülkemizdeki rejimin belirleyicisi Kemalizm olsa bile… Kaldı ki her ideolojinin insanların konforu için kullanıldığı gibi Kemalizm’de kullanılmak ve arkasına sığınılmaktadır.
Gözden kaçırılan ve dile getirilmeyen bir başka gerçek var ki bunun dile getirilmemesinin ardındaki en büyük etken konforu kaybetme korkusudur. Kemalizm hiçbir şekilde 1921 yılından 1982 yılına kadar yapılan anayasalar da hatta ülkemizde “İnönü Dönemi” olarak bilinen dönemde hukuki bir gerçekliği olmadığı gibi hatta kamuda görev yapanlar içinde bir yükümlülük yoktur.
Hukuki metinlerde “Atatürk İlke ve İnkılapları” vardır… Bu ilke ve inkılaplarda şuan bile M.Kemal’in hamisi ve muhibbi olduğunu iddia eden CHP ya da Kemalistler tarafından çiğnenmiştir…
Şapka kanunu mu? Şapka takan mı kaldı? Türk parası mı? Dolar ile yatıp dolar ile kalkıyorlar… Türkçe mi dediniz? Kahvaltısını tabelası İngilizce olan yerde; İngilizce konuşarak istiyor… Milli üretim mi? Kullanmayalı çok oldu… Halkçılık toplum mu? Toplum zaten salak kime oy vereceğini bilmiyor kaldı ki toplum kabul etse bile biz kabul etmiyoruz… Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz… Şimdi otur ve düşün Ey Kemalist senin isteklerin ile M.Kemal’i istekleri ne kadar örtüşüyor… İtiraf et sen de konfor için ideolojine sırt çevirdin… Aksini iddia ediyorsan yarından tezi yok tüm Kemalistler şapka giysin, dolar kullanmasın, yerli üretim olmayan tüm dayanıklı dayanıksız mal ve hizmetlerden dokuz talakla boşansın… Halk toplum kimi seçerse baş göz üstüne diyerek deklare yayınlayın… Neyse uzatmayayım zaten bunlar burada cümle olarak kalacak…
Okullar rejimin emniyet siboplarıdır. Okullar tolumun kutsallığıdır… Okullar toplumu korkutma ve sindirme merkezleridir. Okullarda pedagoji önemli olsa da öncelikli olan ideolojidir… İdeolojiler inanıldığı için değil konforun koruma kalkanı olduğu için önemlidir. İşte bu sebeple ne tez olanlar ne de antitez olanlar konforlarını önceledikleri için, ideolojiye karşı çıkmazlar ve ideolojileri benzer olmak zorundadır.
Okul ve Fransa … Okul ve Türkiye …
Milli Eğitim Yıkılmalıdır derken korku ve sindirme merkezleri yıkılmalıdır diyorum… Öğrenmeye ve öğretmeye hele de eğitime asla karşı olmadım. Hatta bu yazıyı da eğitim sevdalısı olduğum için yazdım yoksa neden konforumu kaçırayım ki durup dururken… Çünkü inanmak bedel ister; ideoloji konfor…
Ne zaman kim kaleme alır bilmem 12 Eylül sonrası üvey evlat muamelesi gören imam hatipleri ile bugün her taraftan mantar biter gibi bitmiş olan imam hatip öğrenci ve öğretmen profilini kıyaslayın ne demek istediğimi anlayacaksınız…
İdeoloji affedersiniz konfor uğruna bir nesil heba ediliyor hem de yıllardır umut bağlanan bir imam hatip nesli heba ediliyor… Artık onlarda Kemalist… Kemalizm kavramını, kim nasıl tanımladı bilmiyorum lakin bildiğim M.Kemal tanımlamadı, anlam yüklemedi hatta şöyle demiş Nutuk ile sabit “Bu ülke için çalışacak bu ülkeyi yarınlara taşıyacaksınız” hanginiz iddia ve ispat edebilir… M.Kemal bize “Kemalist olun, Kemalizm’i yaşayın ve yaşatın” iddianız ve ispatınız beklenmektedir…
Milli Eğitim’de memurundan bürokratına uzanan hiyerarşide yatay ve dikey boyutta Kemalizm diyerek M.Kemal ardına saklananlar bu ülkenin yarınlarını heba değiyorsunuz ne uğruna konforunuz uğruna… Gerekçeniz ne hukuki, ne mantıki ne de vicdani… Bir totoloji ardına saklanıp Kemalizm diyerek insanların zihnine ve gönlüne prangalar vuruyorsunuz…
Kimse Milli Eğitim değişecek diye beklemesin; kimse bizim evlatlarımız okullarda dürüst ve inancını yaşayan öğrenciler olacak diye beklemesin… Kimse bu politikacı gelince kökten bir değişiklik olacak diye beklemesin… Artık okullarda inancımız ve örfümüz karalanmayacak diye beklemesin… Kimse okullarda çocuklarımız özgür düşünmeyi öğrenecek diye beklemesin… İmam okulları var artık inancımızı rahatlıkla ifade edebileceğiz diye beklemesin…
Şimdi inanmasanız da bir gün tecrübe edeceksiniz… Okullar, ideolojiler olmadan mı ayakta kalamaz yoksa ideolojiler okullardan olmadan mı? Tavuk, yumurta döngüsüne girmeyelim…
Yazının başlığına dönemlim Fransızlar “Okulları yıkın ki gelişmenize engel olan ideolojiler yıkılsın” demişlerdi. Ülkemize uyarlarsak “MEB Yıkılmalıdır(!)” diyebilir miyiz?
İdeoloji izin vermez ise müfredatı değiştiremezsiniz, hatta ders planını bile değiştiremezsin… İdeoloji izin vermezse ne bir dersi kaldırabilirsin ne de bir dersi koyabilirsin… Tüm okulları şekillendiren ve belirleyen ideolojinin hukuki bir dayanağı var mıdır? El cevap yoktur… İdeolojiler özgür düşüncenin önüne meşru olarak engel olarak konulabilir mi meşru olmasa da konulur… Bırakın ideolojinin inancın önüne bile engel olarak konulabilir…
İdeolojilerin tek dayanağı gerçek ve tüzel kişilerin konforudur… Şimdi şu cümleyi yazalım toplumların tutumlarını ideolojileri değil konforları şekillendirir… O zaman MEB’de bakanda değişse müfredatta değişse bu değişimden dolayı beklentiye girmeyin…
Eğitimci – Sosyolog
Ercan Harmancı
ercanharmanci@hotmail.com