GüncelGündem
Trend

Mahmud Abbas Hain mi?

Uluslararası ilişkilerde zaman, mekân ve hatta imkânlar hızla değişse bile değişmeyen en güçlü oyun belirleyici hıyanettir. Hıyaneti Mahmud Abbas üzerinden  düşüncelerimi ve bizzat kendisinin ifadelerini paylaşarak soralım… Mahmud Abbas hain mi?

Mahmud Abbas Kimdir?

Mahmud Abbas, 15 Ocak 2005’te Filistin Yönetimi (PA) Başkanı olarak yemin ederek resmi olarak görevi başladı. Resmi görevi Arafat’tan devralmadan önce M. Abbas kimdi?

Abbas, 1935 yılında Safed bölgesinde doğdu. Safed Filistin ve İsraillilerin ağırlıklı ortak yaşadıkları bir bölgedir.1948 yılında İsrail ile karşı karşıya kalmamak için 1948 Filistin – İsrail Savaşı’nda ailesi ile birlikte Suriye’ye kaçtı. Suriye’de mülteci olmasına rağmen Şam Üniversitesi’nin Hukuk bölümünden mezun oldu. Buradan şunu çıkarıyoruz M.Abbas İsrail’i hiçbir zaman düşman olarak görmemesi bir yana sürekli İsrail’in maslahatını gözetmiştir.

Abbas ve Ailesinin Şam’a Kaçışı

Dünyanın tüm vicdan sahibi insanlarının çocuk ve kadın katil ve okulları hatta hasta haneler de ki masumlara bomba yağdıran İsrail’e karşı olmasını bırakın, İsrail’in güvenliğini düşünecek kadar Hamas düşmanı olması yaşadığı Safed sosyal gerçeğinden mi yoksa bir ihanet mi? Ben şahsi görüşümü düşünmeden belirteyim ki Abbas bir haindir…

Elbette bir gün tüm Müslümanlar Abbas’ın 1990’lı yıllarda Madrid ve Norveç’teki gizli yapılan toplantılarda yaptığı konuşmaları ve verdiği sözler öğrenecektir.

1993 Oslo Antlaşmaları kukla bir liderle İzzeddin Kasam’ın gücünü yok etmekti…

İsrail gizli bir plan ve görüşmeyle batı Şeria ve Gazze şeridindeki bölgelerin yönetimini Filistin’e devretmeleri bu kirli planın bir uzantısıydı.

Manidar bir ayrıntı 2003 yılındaki ikinci intifada olarak bilinen Hamas’ın ayağa kalması ile yirmi yıl sonra 07.10.2023 tarihindeki ayaklanmanın kodları benzerdir ve bir yaşam kalım mücadelesi için bu karar alınmıştır.

M.Abbas’ın 2023 yılında 12 bölgenin valisini değiştirmenin ardında Gazze’nin yönetimini aşama aşama İsrail’e devredilmesi vardı.

Vali değişikliklerinin tek gerekçesi vardı. Bu gerekçe defalarca M. Abbas tarafından dile getirilmiş “İsrail’in Güvenlik Sorunu” olarak Abbas deklare etmiştir.

Abbas’a göre Hamas, İsrail için ciddi ve öncelikli güvenlik sorunuydu ve bu sorunun çözümü için bir İsrailli gibi mücadele etmiştir.

Abbas ve Dahlan

Amerika ve İsrail için ortadan kaldırılması gereken Arafat sürekli iki kişi tarafından kıskaç altına alındı. Mahmud Abbas – Ebu Mazen- ve M. Yusuf Dahlan – Ebu Fadi- bu iki isim hiçbir zaman mazlum Filistinlilerin savunucusu ve hamisi olmamıştır.

M.Abbas gerçek yüzünü ilk defa sürekli erteleyerek koruduğu başkanlığını 2006 yılında yapılan seçimle derinden sarsıldı.2007 yılında meclis çoğunluğunu Hamas ele geçirdi. Konjüktürel olarak bir koalisyon hükümeti karşısında her geçen gün kirli planlarını açık açık ortaya koydu.

İlk aldığı karar Abbas, başkanlık kararnamesiyle Batı Şeria’nın kontrolünü kendi denetimine aldı. Aslında bu plan İsrail’in planlarını zora sokan bölgeyi cezalandırmaktı. Abbas Mısır ile görüşüp tüm giriş çıkışlar kontrol altına alınmaya başlandı.

İsrailden Hamas’ı Yok Etmek İçin İstene Destek

Her geçen gün Abbas İsrail’den Hamas’ı yok etmek için destek istedi. Hem 2007 hem de 2017 yıllarındaki ciddi İsrail – Hamas çatışmalarında hep İsrail’in tarafını destekledi.

M. Abbas için kullanılan hain ve hıyanet kelimeleri bir niyet okuma değil çokuluslu bir tepkidir. Kendi ismiyle bilinen Ebu Mazen Projesi’nin bir hıyanet projesi olduğu ümmet maslahatını önceleyen birçok mecrada dile getirilmiştir.

Gerçekten birkaç Amerika başkanı ve birkaç İsrail başbakanı eskitmiş bir kişi hakkındaki kirli planları bir makale kâfi gelmeyeceği için özellikle 2023 07 Ekim olayları öncesine ve sonrasına odaklanmak istiyorum…

Bir gerçek var M.Abbas’ın yıldızları hiçbir zaman Netanyahu ile barışmamıştır. Hatta 2002 yılının sonuna kadar kişisel tercih olarak hep Netanyahu ’ya mesafeli durmuştur.

Netanyahu ‘ya gelinceye kadar Abbas İsrail liderleri kendisine pozitif ayrımcılık yapmıştır. Onu bir Filistinli olarak görmedikleri gibi bir İsrail muhibbanı ve hamisi olarak görmüşlerdir.

Abbas 2022 yılında şu kirli hesabı yaptı 2022 yılındaki Netanyahu’ ya karşı olan halk tepkisi korkutucuydu… Bu şu demekti Netanyahu kaybederse Hamas kazanır… Hamas’ın kazanması demek sadece politik bir makamın kaybedilmesi değil başkanlığın kaybedilmesiyle tüm kirli planların deşifre olacağı korkusuydu…

Basına düşmeyen bir görüşme…

M.Abbas, B. Smotrich ile görüştü mü ya görüştünüz mü diye Abbas’a sorulsa “Evet” cevabı vereceğini düşünmüyorum…

M.Abbas’a “Abbas Bir Haindir” derken bu kişisel bir durum tespitinden öte ümmetin kahir ekseriyetinin yazılı ve şifai dile getirdiği bir sosyal gerçektir.

Abbas en son inşallah şehid İ.Haniyeh’in cenaze namazına katılmazken 2016 yılında imzası ile birçok masum çocuk ve kadınların kanı heder eden Şimon Peres’in cenazesine en ön saflarda yer almıştır.

Gazze’nin yiğitlerine her defasında İsrail ile yarışırcasına “Hamas” için izanla ve vicdanla asla temellendirilmeyecek şekilde kan emici teröristler olarak damgalamıştır.

Şu sosyal gerçekliği de teslim etmek gerekir Gazze’nin mazlum ve mebruk toplumunu günlük temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak şekilde Gazze’ye boykot uygulayan kişi M. Abbas’tır…

Uluslararası ilişkilerde beyan ve deklare edilen cümlelerin etkin v e yaygın şekilde tersini düşünmezsek ciddi bir medya girdabına kapılırız. Gerçekleri görsel bile o girdaptan çıkıp hakikatleri ifade edemeyiz…

Abbas mücadeleci bir kişiliğe sahip değildir bu ailesinin bir kültürel mirası olabilir. Birçok Filistinli 1948 yılında mücadeleyi tercih edip şanlı bir mücadele verirken Abbas ve ailesi korkuya yenik düşüp Şam’a kaçmıştır.

Sisi’yi İnşallah şehid Mursi’ye karşı kışkırtan Mursi’nin devrilmesi için lobi faaliyetlerinde bulunduğunu belki bir gün tarihin zihnimize düşülen kayıtları olarak okuyacağız…

Abbas en çok korkuyu ne zaman yaşamıştı. Muhammed Mursi Mısır Devlet Başkanı olduğu gün yaşadığı korkuyu hiçbir zaman yaşamamıştır. Sebep adeta kâbusu olan Gazze’de Hamas bağımsız bir devlet kuracağına olan kesin inancıydı… Abbas haindir diyoruz çünkü o gün ümmet tebriklerini Mursi’ye arz ederken Mr Abbas Mısır’daki ve küresel boyuttaki İsrail Diasporası organizasyonlarla dirsek temasındaydı… Şimdi biri kalkıp şunu söyleyebilir “Kaynağın ne?” oysa uluslararası ilişkilerde “Kaynak ne?”  sorusu gerçek bir kişilikten gelen bir soruysa cehalet; tüzel bir kişilikten geliyorsa da kurumsal körlüktür…

Mahmud Abbas İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’de yönetimi “İsrail’in güvenlik” gerekçesi ile bu bölgelerin yönetimini İsrail’e devretmek için valileri değiştiren bir haindir…

Malumun ilamı olsa da M.Abbas kendinin de doğduğu şehir Safed de dâhil Yahudilere vaad edilen topraklar olduğuna inanıyor…

İsrail’in Güvenlik Sorunu ve Abbas

Her seferinde “Güvenlik sorunu”  dediği vaad edilmiş topraklardır…

Valiler İsrail’de “Tek Arap kalmayıncaya kadar onları sürün” dediği projenin mimarı ve hamisi Hamam H. Drukman ölümünden aylar önce Smotrich’e bıraktığı bir vasiyet vardır. Yeniden Uyanış için eşi görülmemiş bir soykırım… Soykırım kararı alındı günlerde yazdığım uyarı yazısı

Şimdi bu yazıyı yazmaya beni tahrik eden nedeni ve maslahatımı paylaşarak bu konu ile ilgili bir başka makale daha yazmayı düşünerek zihinleri fazlaca yormak istemiyorum

Soru şu: Neden Abbas meclise davet edildi? Kilit soru bu… Bunu cevaplamak için 2023 yılına Asrın Depremi olan zaman girmek gerek…

One Munite Çıkışı ve Yıpratılan Karizma

2009 yılında kasti olarak sadece kişisel tercih olarak değil ümmetin temsil ederek İsrail’i temsil eden kişinin yüzüne “One Munite” çıkışı ile beklenmedik bir karizmatik güç kazandı. İtiraf etmek gerek ki bu çıkış karşısında küresel güçlerde şaşkına döndü…

Soykırımın provası Hawara’da yüzlerce evin ve araçların kundaklanması ile yapıldı. Sorun Erdoğan sorunuydu… Erdoğan bir soykırım karşısında milyarlarca Müslümanı uyandıracak bir fitilin ateşini yakabilirdi.

İsrail Diasporası ’nın imdadına Asrın depremi yetişti. Aradıklarını bulmuşlardı. Türkiye’deki İsrail diasporası üç koldan Erdoğan’a “İsrail İle ilişkilerin Gözden Geçirilmesi” dosyasını bürokratlar, politikacılar ve işadamları çokuluslu iletişim danışmanlarının telkini ile önce Afet Diplomasisi devreye sokuldu.

Deprem çadırı güzellemesi yapılarak kurumsal kimlikle İsrail’e ayrıca teşekkür ve takdir bildirimi yapıldı.1948 yılından buyana çocuk öldüren İsrail – kişilerin eylemlerinin niyetini sorgulamıyorum- çocukların hayatını kurtaran İsrail olarak küresel medyaya eşzamanlı servisi yapıldı…

Arkasından ters Algı teknikleri ile Erdoğan şu maslahatları gözeterek ki bu maslahatlar…

  1. Gazze’deki ablukanın kaldırılması
  2. Akdeniz enerji koridoru
  3. Gazze’ye yardımın sağlanması vb…

Erdoğan’dan istediklerini aldılar ve beklenmedik şekilde Erdoğan İsrail ile ilişkilerin yeniden gündem olabileceği ve devlet düzeyinde uzun yıllar sonra yapılan ziyaretler…

İsrail artık soykırım planını devreye soktu… İşte tamda o günlerde Güvenlik Bakanı İsrail İtamar Ben-Gvir özellikle Filistin’in eski mahallerinde Filistinli esnafı tahrik ediyordu… https://twitter.com/ercanharmanci/status/1624125610900525058

F. Erbakan ve A. Davutoğlu Neden Abbas Türküsü Tutturdu

Şimdi gelelim Abbas’ın meclise davet edilmesine… Bir donanımlı akademisyen bir uzun dönem dışişleri bakanı A.Davutoğlu M.Abbas gerçeğini bildiği halde “Abbas” türküsü söyledi… Politika bir girdap gibidir mesafe hesabını yapamayanlar ne kadar iyi olurlarsa olsunlar mesafe ayarı yapmadıklarında en kötü işleri yapacak kadar acilleşebilirler…

Merak ettiğim neden Haniye meftunu vekillerden bir tanesi bile “Abbas gitsin   Knesset’de  konuşsun. Heniye’nin cenaze namazına katılmayan hatta bunun için mazeret bile sunmayan Abbas haindir” demedi ya da diyecek vekil varsa bizim de ona edecek duamız var…

Rabbim son nefese kadar duruşumuzu istikamet üzere daim ve kaim kılsın…

Ercan Harmancı

Uluslararası İlişkiler Uzmanı / Sosyolog

yazar@ercanharmanci.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu