Yeni bir bakan ve üst üste açıklamalar… Ülkemizdeki kriminolojik vakalardan olan taciz olaylarının yarıdan fazlasının okullarda yaşanıyor olması bir toplumsal problem mi değil mi? Ve okullarda yaşanan taciz ve Bakan Bey’in 2017 yılındaki “Sapkınlık” olaylarının % 70 oranı ise öğretmenlerden öğrenci ve veliler şikayetçi olmuştur ve devam ediyor…Kantinci, güvenlikçi temizlik personeli ve öğrenci…
Öğretmenler Tacizde Başı Çekiyor…
Şimdi böyle bir kangrenleşen sorun varken sınıfta öğrencinin telefon kullanması hangi argümantasyon ile öncelikli oluyor. Bir müvekkil düşünün o müvekkile ulaşım engeli korsanız adaletten bahsedebilir misiniz? Öğrenci velisi de öğrencinin müvekkilidir hatta 18 yaşına gelmemiş karar verme ve karar alma hakkının formel olarak meşruluğu olmayan çocuklardan bahsediyoruz…
Öğrenci velileri okullara istedikleri gibi giremeyecek neden … Öğretime engel oluyorlar. Evet böyle bir sosyal gerçeklik olabilir yüzde kaç %10 bile değildir. Yirmi yıllık meslek hayatımda eğitim ve öğretime engel olmak için okula gelen veli sayısı bir elin parmakları kadar olmamıştır.
Okula gelme bu ortamı görme
Bu durumda adeta veliye “Okula gelme bu ortamı görme” dercesine velinin okula randevu sistemi ile gelmesini bir mevzuatla karara bağlanıp idari olarak takip edilmesini istemek pedagojik olmadığı kadar etik de değildir.
Veliler hani eğitim ve öğretimin önemli bir saç ayağıydı? Veli toplantıları neden yapılır dümdük söyleyelim okul ihtiyaçlarını gidermek için para toplamak için…
Okul ihtiyacı ne müdürün odasının tefrişi…Öğretmen odalarının güncellenmesi… Sanki okullarda öğretmen ve öğrenciler tasarım yapıyor gibi yeni nesil teknolojilerin alımı …Bunun bir başka kamufle edilen ayağı nedir…
Okullarda istatistiki verilerin bile utanacağı oranda taciz olaylarının yaşandığıdır. Türk Toplum yapısında bunda yarım asır önce veli çocuğunu okula teslim eder okula gitmeyi kendisine ar sayardı…Çocuk kendisinden güç alıp hocasına karşı terbiyesizlik yapmasın diyedir ki “Hocam eti senin kemiği benim” malum ifadeyi kullanırlardır.
2000’li yıllardan sonra özelikle son on yıldır öğrenci velisi okula uğramıyor…Veli toplantısı olarak yapılan veli etkinliğine katılan veli oranı % 20 bile değil…İki boyutu var ilki veli biliyor ki okul talepte bulunacak ya da kaynak kitap tavsiyesi yapacak en acısı da “Sizin çocuk” ile başlayan cümleyi duymamak için gitmiyor…Diğer boyutu öğrenci velisini okulda istemiyor…
Bu yazacağım cümle iftira ya da kurumu ve makamları karalamak olarak algılanacaksa yetkililer gerekli yerlerde haklarını arayabilirler…
Evet okullarda taciz ile bir kere değil defalarca idari ya da adli iş ve işlem yapmış sözüm ona Sapık Öğretmenler öğrencilerin dersine giriyor…
Ceptelefonu mu Taciz mi?
Ve Bakanlık okullarda cep telefonu yasaklamasının altında yatan asıl neden bazen gönüllü bazen de mobbing olarak taciz ve tahrik içerikli öğrenci ve öğretmen mesajlaşmalarıdır. Bakanlık kısacası bu durumun sosyal medyada paylaşılıp viral olması riskinin önüne geçmeye çalışıyor…
Gerekçe öğretimin önünde engel olarak görülüyorsa bugün akıllı cep telefonlarda kullanılabilecek öğretime ciddi motivasyon ve verimlilik kazandıracak uygulamalar inkâr ediliyor demektir.
Cep telefonları hangi okullarda yasaklanıyor daha çok kriminal vakaların etkin ve yaygın olduğu ülke ve okullarda …Aslında Milli Eğitim Bakanlığı akıllı cep telefonlarını hem öğrenciye hem de öğretmene yasaklaması bunun örtük bir delilidir.
Oysa bir başka gerçek daha var ki ülkemizdeki okulların örgütsel işleyişi akıllı cep telefonlarındaki uygulamalar üzerinden yapılıyor…Bir tarafta okulun tüm koordinesinin mesajını akıllı telefonlardan alacaksınız diğer yandan cep telefonunu yasaklayacaksınız…
Taciz ne acı ki tüm mevzuat hiyerarşisi içinde “Yüz Kızartıcı Suç” olarak tanımlanıp sınıflandırılmamıştır. Üstüne üstlük tacizci biri hakkında velev ki suçun maddi ve manevi unsurlarının fiziki kayıtlarını makamlarla paylaşmak “Kişisel Yaşamın Gizliliği” sebebi ile siz suçlu kabul edilir ve cezalandırılırsınız…
Her geçen gün okullarda inanç ve örfümüze uygun olmayan davranışlar sebebi ile idari ve adli olarak soruşturulan ve kovuşturulan kişiler müfettişlerin ve hakimlerin gözünün içine baka baka “Bu benim kişisel hayatım kimseyi ilgilendirmez” “Bizim arkadaşlığımıza kimse sınır koyamaz” “Bu benim yaşam tarzım ben modern bir insanım” gibi ifadeler ile kendilerini savunma pişkinliği gösterirken okul müdürleri bu kişilere ders programı yapmakta hatta öğlenciler ile etkinlik görevi vermektedir.
Cinsel Yönelime Kamu Alanında Saygı
Bu eğitim ve öğretim döneminde ulusal ve uluslararası mahkemelerden “Cinsel Yönelime Kamu Alanında Saygı” kararı Çok Uluslu Organizasyonların önceliği içindedir.
Şaka gibi gelebilir lakin temennim o ki başaramazlar 2023 – 2024 Eğitim ve Öğretim yılı adeta onların zafer kazanacağı yıl olacaktır. Bunu da Cumhuriyet’in 100.yılı ve Cumhuriyet Kadını kod ve motifleri ile temellendireceklerdir…
Taciz One Number…
Bakanlık bu konuda suskunluğunu koruyor…Okullarda şikayetlerin OneNumber olanı ne acı ki “Taciz” “Tahrik” hatta “Tecavüz” …
Öğrencinin çantasının aranamayacağı yakında dillendirilecek emsal kararlar gösterilecek neden çünkü nesli ifsat etmek için okullarda affedersiniz “Kondom” ve östrojen ve progesteron etken maddeli “Doğum Kontrol Hapları” Çok Uluslu Şirketler -ÇUŞ- tarafından promosyon olarak servis edilecek tabii ki de formel değil informel …
Okullarda artık dövmeli kız ve erkek öğrencilere şahit olacağız zaman zaman şahit olunsa da etkin ve yaygınlık kazanacak …Çünkü bir korunması gereken hak olarak tescillenecek
Pekâlâ bakanlık bu durumu görmüyor mu … Görmenin ötesinde bu durumu tespit eden evrakları imzalıyor ve onaylıyor…Yani yaşanan vakaları… Bir yıl içinde veli şikâyeti ile ahlak dışı ilişkiler için adli tıpa sevk edilen memur ve öğrenciler gerçeği saklanamaz neden çünkü bunlar formel olarak kayıtlıdır ve tescillidir.
Kimse Ercan Harmancı kuruma iftira atıyorsun diyemez dediği anda mahkemeden bu kayıtlar talep edilip bilirkişi raporu talep edilirse bunun bir iftira değil kriminal adli vaka olduğu izahtan vareste olacağı teslim edilecektir.
Sosyal ve teslim edilmesi gereken bir gerçek var ki ümmi olarak sınıflara giren öğrenciler sınıf dereceleri ilerledikçe ifsat oranı sınıf derecesi ile doğru orantılı olarak artmaktadır.
Şimdi yine birileri 2017 yılında Beden Eğitimi için uyardığım eşofman sonrası “Sen sapık mısın?” diyecek ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın telefonlarını kilitleyecek “Bu sapık öğretmeni sınıfta istemiyoruz” akabinde en yetkili makamı temsil eden amir Yusuf Tekin çıkacak “Tamam, söz ben sizden daha fazla rahatsızım ” diyecek …
Oysa bakanlığın bürokrat ve teknokratları da biliyor ki okullardaki taciz olaylarının en çok beden eğitimi derslerinde yaşandığını…Bu sosyal gerçeği kabullenip çözüm bulmak yerine bir hastalığı tespit eden öğretmeni “Sapık sensin” diyerek damgalamak daha maslahatlarına uygun oldu.
Önlük Tercihinin Perde Arkası
Bakanlık Eğitim ve Öğretim yılı başında “Öğretmenlerden önlük giymelerini isteyeceğiz” gündeminin perde arkası derslere giren öğretmenlerin kamu prestijine uymayacak kıyafetler giymesi hatta öğrencilerin bu tarz giyinen öğretmenlerden rahatsız olması kamuoyu ile paylaşılmadı …Allah muhafaza gerçek paylaşılsaydı malum çevreler yetkililere “Siz sapık mısınız kıyafetimizden neden tahrik oluyorsunuz” diye linç edebilirlerdi…
Yoksa önlük ile öğrencinin akademik başarısı arasında şimdilik korelasyon ne (-) ne de (+) bu ilişki (0) iken neden bu teklif yapıldı? Gerçek sebebini MEB kulislerinden ulaştığım şekliyle paylaştım…
Hatta önümüzdeki aylarda Milli Eğitim sapıklarla mücadele etmekten çekinecek sebep Çok Uluslu Organizasyonların “cinsel yönelim hakkı” baskısı…
Bu öğrencileri bir sınıfta toplayamazsınız her sınıfa dağıtılacak ve pozitif ayrıcalıklı olacak …Küresel boyutta birçok ülkede artık LGBTIQ+ bir meşruluk kazandı bazı ülkeler bunu hukuki mevzuatla güvence altına aldı.
Türkiye bu tercih sahiplerine “Sizi okulumuzda istemiyoruz” diyemeyecek çünkü Eğitim Hakkı uluslararası hukuk ile koruma altındadır.
Ben size Millî Eğitim Bakanlığı’ndaki bu konudaki kulisleri paylaşayım…Sınıf ve kantin ortamında olamayan ahlak dışı yaşanılan suç ve kabahatler için üç maymunu oynayacaklar…
Sapıklar konusnda okulların eli kolu bağlı iş veliye düşüyor
Sapık Öğretmen Çocuğunuzun Dersine Girmesin İstiyorsanız…
Bunun çözümü nedir …
- Mutlaka öğretmen öğrencisinin dersine giren öğretmenin taciz tahrik gerekçeli ceza alıp almadığını resmi başvuru yolu ile idareden öğrenme hakkı vardır mutlaka kullanmalıdır.
- Şayet yüz kızartıcı ve terörle ilgili bir suçtan dolayı ceza almış kişinin sınıfına öğrencisinin verilmemesini “Kesin” ibaresi ile istemelidir.
- Okul Aile Birlikleri okullarında bu tür ceza alan öğretmenlerin öğrencilerin sınıfına girmemesini talep edebilir bir formel örgütlenme ile haklarını alabilirler.
- Acı ama gerçek şu bir yıldan fazla ceza almadıysa kamu görevi devam eder. Taciz ve LGBTIQ+ TCK’ye Yüz Kızartıcı Suçlar olarak sınıflandırılmadığı için bu sebeple ceza alanlara formel olarak yapılacak bir işlem yok …
Kısacası hiçbir kurum ve hiçbir makam sizin çocuğunuzun ahlakını da inancını da öncelikli olarak düşünüp hareket etmez…Bunun elbette istisnaları vardır o da nasiple ..
Son sözümüz… Temiz Okul Temiz Nesil… Bunun en büyük sorumluluğu da ailelere düşmektedir…
Okullarda sapık öğretmenler derse giriyor mu? Evet, giriyor hatta tazminat hak edip halen derse giren ama ceza almış kaç öğretmen varsa belki bir gün yetkili makamlar kamuoyu ile paylaşabilir…
Ercan Harmancı
Eğitimci – Sosyolog