Her mesleğin bir itibarı vardır. İtibar, kimi için candan daha öncelikli; itibarı için gözden çıkarmayacakları olmayan insanlar vardır. İtibar her meslek için önemli olsa da öğretmenlik için öncelidir. Bir zamanlar kullanılan “Herkesi asker yapmazlar” bu cümleyi toplumsal hafızamızdan kolayca geri çağırabiliriz.Diyoruz ki …Sınıfta Sapık Öğretmen Kalmasın…
Sapıktan Öğretmen Olur mu?
Şimdi ise herkesi öğretmen yapıyorlar. Bu cümleden sonra şu cümleyi ekleyelim ki öğretmenlik mesleğini anlının akıyla yapanlara selam olsun… Bu sosyal gerçek elbette yaşadığımız acı sosyal gerçekleri görmezden gelmemizin gerekçesi olamaz olmamalıdır da…
Bir dönem okullarda en çok sümenaltı yapılan suçlar “Hırsızlık” suçları idi. Bugün ise “Sapıklık” “Taciz” ve “Sarkıntılık” suçları tavan yapmıştır. Okullar da idareciler; bakanlıkta da bürokratlar konfor alanlarından taviz vermemek adına bu suçlar için üç maymunu oynuyor.
Bakanlık haklarında sapıklık ve taciz ile ilgili adli ve idari işlem başlatılıp cezası kesinleşmesine rağmen eğitim ve öğretim hizmetleri sınıfında çalışan devlet memurları olup olmadığı sorusunu sürekli cevapsız bırakıyor. Bu acı sosyal gerçek hakkında ser veriyor sır vermiyor… Ama nereye kadar…
Bu yazıyı okuyan üç öğretmenden biri
Bu yazıyı okuyan üç öğretmenden biri ya da beş öğrenci velisinden biri “Sonunda biri yazdı” diyecek. Bu yazıyı yazdığım için değil lakin inancımın hakikatlerine uygun ve öğrenci velilerinin hassasiyetlerinin dikkate alınarak “İmam Hatip Liselerinde Beden Eğitim dersleri bu okulların misyon ve vizyonuna göre düzenlenmelidir” dediğim için sapık ilan edildim.
Beş yıla yakın ifadelerimin öğretmenlik mesleği itibarına uygun olmadığı için öğretmenlik mesleğinden men edilmesem de öğretmenlik görevi verilmedi…
28 kere Cimer üzerinden ve makamlara ıslak imzalı göreve başladığım 1998 yılından 2022 yılına kadar hakkımda yüz kızartıcı bir suç ya da kabahatle ilgili adli ve idari işlem başlatılmış ya da işlem başlatılma gereği duyulmamış bir disiplin suçu değil şikâyet varsa açıklansın talebinde bulundum.
Milli Eğitim Bakanlığı bu talebime cevap veremedi daha doğrusu vermek istemedi kısacası işlerine gelmedi. Bazen “Ben Bakan Bey adına arıyorum, siz haklı olabilirsiniz sizin istediğiniz cevabı verirsek bizi “Sapığı koruyan bakanlık” diyerek linç ederler denildi… Bazen de “Bu talebinize cevap veremeyiz, lakin Cumhuriyet Başsavcılığı bizden talep ederse o durumda cevap verebiliriz” denildi…
Öğretmenliğin bir itibarı varsa ve MEB bu konuda iyi niyetli ise önce aşağıdaki ibareyi kamuoyu ile paylaşmalıdır.
“Bakanlığımıza bağlı hiçbir okulda sapıklık, taciz ve sarkıntılık gerekçesi ile adli ve idari ceza almış kişilerden sınıflarda öğrencilerin derslerin tek öğretmen yoktur”
Bu açıklamayı yapmak hem cesaret hem de vicdan ister… Çünkü okullarda ilgili makamlar ve makamları temsil eden yetkililer her türlü suç için ivedi ve jet hızı ile soruşturma ve inceleme başlatırken… Suç öğrenciye karşı işlenen taciz, sapıklık ve sarkıntılık ise o zaman yetkililer üç maymunu oynamaya başlarlar.
Mağdur ve mazlum öğrencilere karşı yetkililer aşağıdaki gerekçeleri sıralarlar…
- O sizin öğretmeniz, öğretmenin hakkında sen nasıl böyle ifadeler kullanırsın
- Şimdi yetişmem gereken bir toplantım var sonra ilgileneyim
- Sen öğretmenine iftiramı atıyorsun terbiyesiz; ben öğretmenimi yıllardır tanıyorum, çık dışarıya
- Bu durumu ailenle paylaşmamı ister misin?
- Şahidin var mı?
- O size şaka yapmıştır, siz onun kızı yerindesiniz
- Ne olmuş kızım soru çözerken öğretmenin elini omzuna koymuşsa…
- Sen şimdi git; bunları ne sen söyledin ne de ben duydum
- Çık dışarıya…
Evet, saymakla bitecek gibi değil. Bu gerçeği merkezden taşraya kadar tüm makamları temsil edenler de biliyor… Ve kirli bir hesapla susuyorlar
Sapıklara ve sarkıntılık yapanların yaptıkları ayyuka çıkar dile düşerse o zaman da tabiri caizdir “Bizim okulda sapıklık yaptığı yeter bura da deşifre oldu diğer ilçenin okulunda yapsın orada rahat eder” evet anlayacağımız tam da budur…
Birçok suç için yer değiştirme cezası verilebilir maslahata uygun da olabilir lakin sapıkların yerini değiştirmek Avrupa Birliği’nin sağladığı Hibe yardımı gibidir… Artık ne susmanın ne de yutkunmanın zamanıdır…
Bir tarafta sınıflarda öğretmenlik yapmak için ter dökenler diğer yanda sınıflarda sarkıntılık yapanlar… Çok mu zor adli olarak ve idari olarak “Sapıklık” “Taciz” “Sarkıntılık” suçları ile ceza almış kişileri değil öğretmenlik mesleğinden devlet memurluğundan ihraç etme gibi bir hak varken neden bu işleme konulmaz…
Evet, ister kabul edin ister inkâr edin MEB sarkıntılık edenleri sınıflara öğretmen olarak sokuyorsa… Kimse öğretmenliğin itibarından bahsetmesin…
Ercan Harmancı
O zaman edevlet portalı üzerinden çocuklarının eğitilmesi için teslim edeceği öğretmenlerin veliler her cezasını değil ama sapıklık, sarkıntılık ve taciz cezalarını görebilmelidir…
Öğretmenliğin bir itibarı varsa bunu velilerin bilmesi en doğal haklarıdır. Devlet çocukları okullarda öğretmenlerden koruyamıyorsa o çocukları okulların dışında onlara zarar verebileceklerden asla koruyamaz.
Devlet ile özellikle okullarda öğretmenlik yapan öğretmenler arasında geç kalınmış olsa bile bir “Etik Sözleşme” akdi yapılmalıdır. Bu sözleşmeye uymayan kişilerin işledikleri suçlara göre belli süre ya da süresiz görevleri yasal haklarından vazgeçerek sona erdirilmelidir.
Temiz toplum ancak temiz öğretmelerle var olacaktır. Okullardan temiz olmayan öğretmenleri temizlemek de devletin ve öğrenci velilerinin görevidir.
Ercan Harmancı
Eğitimci – Sosyolog
yazar@ercanharmanci.com